Kılıç Sporu ESKRİM

KILIÇ SPORU ESKRİM VE HAKKINDA BİLİNMEYENLER

Kökleri milattan önceki zamanlara kadar giden eskrim, hem bir spor hem de sanat olarak anılıyor.

Türkiye’de tanınırlığı diğer spor türlerine göre az olsa da, oynanırken giyilen kıyafetleri ve oynanış şeklinden dolayı her geçen gün daha da ilgi çeker hale gelmekte. Kılıçla oynandığı için tehlikeli olduğunu sanıyorsanız, yanılıyorsunuz demektir çünkü eskrimde kullanılan silahların ucu sivri değil ve yalnızca dürtüş yapmaya uygun.

Ülkemizde yaygın olmayışının nedenleri, oynanacak zemin ve kullanılan malzemelerin güç temin edilmesi ve diğer spor malzemelerine göre daha pahalı olmasına bağlanabilir.

1896’dan bu yana olimpiyat programlarında yer alan eskrime Türkiye’de ilk kez 1900’lerin başında, II. Abdülhamid zamanında Harp Akademisi’nde başlandı. İlk antrenörleri Harp Akademisi’nin beden eğitimi öğretmenleriydi ve bu spora öğrencilerine yurtdışında öğrendiklerini öğreterek başladılar. Kısa zaman sonra padişahın özel fermanıyla bir eskrim takımı kuruldu. Aynı zamanda 1903 yılında kurulan Beşiktaş Spor Kulübü’nde de uygulanmaya başlandı. 1923 yılında kurulan Türkiye Eskrim Federasyonu aracılığıyla da bugüne geldi.

Türkiye Eskrim Federasyonu’nun verdiği bilgilere göre; bir eskim maçı 4 dakika sürer. Amaç bu 4 dakika içinde rakibin vücudunun geçerli bölgelerine (üç silah için farklılık gösterir) dürtüşler yaparak pul sisteminde 5, direk eliminasyonda 15 tuşa rakipten önce ulaşmaktır. Eskrim çok seri oynandığından eskrimcilerin yaptıkları dürtüşler elektrikli bir sistem aracılığıyla tespit edilir.

Eskrimcilerin biri diğerine tuş yaptığında o eskrimciye ait olan ışık yanar. Bu sistem bir ucu eskrimcilerin elindeki silaha diğer ucu ışıkların yandığı alete bağlı olan bir elektrik devresi tarafından sağlanır. Silahların ucunda 2mm’lik bir aralık ve puantere adi verilen yaylı bir sistem bulunur. Eskrimci rakibine dürtüş yaptığında yaylı sistem sayesinde devre kapanır ve ait olduğu eskrimcinin ışığının yanmasını sağlar. Yalnız, bir dürtüşün geçerli olması için geçerli bölgeye yapılmış olmasının dışında gerekli bir koşul daha vardır ki o da flöre için 500, epe için 750 gram kuvvetin uygulanmış olmasıdır. Aksi takdirde kırmızı ya da yeşil ışık yanmaz.

NASIL OYNANIR?

Maçları başhakem yönetir ve dürtüşlerin puan olarak değer kazanıp kazanmayacağına karar verecek olan yetkili odur.

Maçtan önce başhakem oyuncuların giysilerini kontrol eder. Daha sonra her iki eskrimci kordonlarının bir ucunu silahlarına bir diğerini de giysileri yardımıyla skorun belirlenmesine yardımcı olan alete bağlarlar. Flöre ve epe yapan eskrimciler geçerli bölgelerini örten ve elektriği ileten metalik bir yelek giyerler. Epede ise hedef tüm vücut olduğundan böyle bir ayırıma gerek yoktur. Metalik yelek dışında eskrimciler beyaz renkli dize kadar olan bir pantolon, beyaz eskrim ustu, içine darbelerden koruyan ve plastron adı verilen bir içlik ve ellerine silahın kaymasını önlemek amacıyla eldiven giymek zorundadırlar. Kafalarına ise başı darbelerden koruyan demir telden örülü bir maske takarlar.

Eskrimciler maç için hazır olduklarında piste çıkarlar, karşılıklı olarak silahlarını kontrol ettikten sonra seyircilere ve başhakeme selam verip maskelerini takarak maça başlarlar. Eskrimciler maç boyunca aralarında birbirlerinin atağının erişimi dışında olan bir mesafeyi korumak zorundadırlar. Eskrimciler bu mesafeyi kırarak atağa çıkarlar.

Maç sırasında kendisine atak yapılmış olan eskrimci genel olarak “parad” adı verilen bir dizi hareketten biriyle rakibinin silahının yönünü değiştirmeye çalışır ve isterse hemen ardından “riposte” adı verilen bir atak hareketiyle cevap verebilir. Maç süresince iki hasım karşılıklı savunma ve ataklarını sürdürürler. Dürtüş olduğunda hakem maçı durdurur, hareketleri tanımlar ve dürtüşün geçerli olup olmadığına karar verir.

Tüm diğer sporlar gibi eskrimin de sağlıklı zihin ve beden gelişimine katkısı büyük. Yalnızca çocukların değil, yetişkinlerin de başlayabileceği ve kendilerini geliştirebilecekleri bir spor olan eskrim;

Bedendeki duruş bozukluklarını giderir, bedene çeviklik ve dayanıklılık kazandırır.

Refleksleri geliştirir.

Konsantrasyonu güçlendirir, dikkat süresini uzatır. Dolayısıyla okul ve iş başarısına katkısı vardır.

Analitik düşünme becerileri geliştiğinden düşünme ve karar verme süresi kısalır.

Spor disiplini ve etkileşimler sayesinde, özellikle çocuklarda özgüven gelişimine ve sosyal becerilerin artmasına yardımcı olur.

haberrevizyon kasım 2013 eskrim 1

haberrevizyon kasım 2013 eskrim 2

HABER REVİZYON DERGİSİ KASIM 2013 

Bir cevap yazın