Modern hayatın yaygınlaşması ile aşırı şişmanlık hastalığı obezite her geçen gün artarak görülmeye devam etmektedir. Obezite bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının fazla artması sonucu vücut ağarlığının boy uzunluğuna göre üzerine çıkmasıdır.
Beden kütle indeksi %30 üzeri ise kişi şişman olarak kabul edilir kişinin obez olduğunu söylemek için rakamın %40’ın üzerinde olması gerekmektedir.
Dünya genelinde yaklaşık 115 milyon kişi Dünya Sağlık Örgütünün açıkladığı rakamlara göre obezite hastalığına yakalanmış ve bu hastalık sebebi ile sorunlar yaşamaktadır.
Obezite Hakkında Gerçekler
1. Sağlığı bozacak şekilde anormal yağ birikimi olanlar obez olarak tanımlanır. Beden kütle indeksi (BKİ) vücut ağırlığının boy uzunluğuna bölünmesi ile elde edilir. Obezite veya fazla kiloluluk halini belirlemede kullanılır. Dünya Sağlık Örgütü beden kütle indeksi %30’un üzerinde olan kişileri şişman, %40’ın üzerinde olan kişileri ise obez olarak tanımlandırmaktadır.
2. 2008 yılında yapılan araştırmalara göre şişmanların sayısı 1.4 milyar iken obez olanların sayısı ise yarım milyardan fazla idi. Yapılan araştırmalara göre her yıl 2.8 milyon kişi aşırı kilolu olmanın verdiği hastalıklar sonucu hayatını kaybediyor. Bir zamanlar obezite sadece yüksek gelirli ülkeler ile ilişkilendirilirken şimdi durum orta ve düşük gelir seviyeli ülkelerde de bir hayli yaygın hale gelmiştir.
3. 21. Yüzyılın en önemli sağlık sorunlarından birisi çocukluk çağı obezitesidir. Aşırı kilolu çocukların ileride obez olma ihtimalleri oldukça yüksektir. Aşırı kilolu bu çocukların normal kilodaki yaşıtlarına göre kardiyovasküler hastalıklar ve diyabete yakalanma oranı çok yüksektir. Sonuç olarak erken ölüm riskini arttırmaktadır.
4. Dünya geneline bakıldığında zayıflıktan ziyade obezite hastası olanların ölüm oranları daha yüksektir. Yine dünya genelinde diyabet hastalarının %44’ü, kalp hastalarının %23’ü, kanser hastalarının %7 -41’i obeziteyle ilişkilendirilmektedir.
5. Kişi için obezite harcanan kaloriler ile alınan kalorilerin dengesizliğinin sonucudur. Fiziksel aktivite harcamadan yüksek kalorili gıdaların tüketilmesi çok sağlıksız kilo artmasına sebep olmaktadır. Kilo artışı ile birlikte fiziksel aktivite iyice azalır ve enerji dengesizliğine ve doğal olarak çok daha fazla kilo artışına sebep olur.
6. Kişilerin obeziteden korunmalarında destekleyici toplum ve çevre esastır. Bireysel sorumluluk çalışmaları ile aşırı kilolu kişileri sağlıklı bir yaşam tarzına yönlenmeleri sağlanmalıdır. Dünya Sağlık Örgütü kişileri sağlıklı çevreler oluşturmada ve sağlıklı diyet seçeneklerini basit ulaşılabilir ve düşük maliyetli yapmaları konusunda seferber etmiştir.
7. Fiziksel aktivite, beslenme yönünden çocuklar çevrelerinden çok etkilenmektedirler. Sosyal ve ekonomik gelişme ile tarım, ulaşım, şehir planlaması, çevre, eğitim, besinlerin işlenmesi, dağıtımı ve pazarlanması ile ilgili politikalar çocukların hem fizik aktivite hem beslenme örüntülerini hem de beslenme alışkanlıkları ve tercihlerini etkilemektedir. Artan bir şekilde bu etkiler sağlıksız kilo kazanımına neden olmakta ve çocukluk çağı obezitesi prevalansında artışa neden olmaktadır.
8. Sağlıklı bir diyet obeziteden korunmada yardımcı olabilir. İnsanlar, sağlıklı kilolarını koruyabilir, toplam yağ alımını sınırlandırıp doymuş yağ yerine doymamış yağları tercih edebilir, sebze meyve, baklagiller, tam tahıllar ve kabuklu yemişlerin tüketimini artırabilir, şeker ve tuz alımını kısıtlayabilirler.
9. İnsanlar hayatları boyunca belli düzeyde fiziksel aktivite yapmaya özen göstermelidirler. Haftada 3 gün en az 30 dakikalık düzenli orta düzey fiziksel aktivite yapmak, kardiyovasküler hastalık, diyabet ve kolon ve meme kanseri riskini azaltmaktadır. Kas güçlendirme ve denge idmanları özellikle yaşlı bireyler için mobiliteyi geliştirme ve düşmeleri azaltmada yardımcı olabilir. (bakınız) Kilo kontrolü içinse daha fazla aktivite gerekmektedir.
10. Obezitedeki bu küresel epidemiyi kontrol altına almak toplum bazlı, çok sektörlü, multi-disipliner ve kültürel olarak uygun bir yaklaşım gerektirmektedir.