Algılama Organlarımız ve Yeteneklerimiz

Değerli okurlarım, size sunduğum bu çizgi resim tarih öncesi bir kurmaya ait değil, insan bedenindeki tüm algılama, özellikle dokunmayla ilgili tüm algılamaların beyinde haritası çıkarttırırsak, gördüğünüz bu resim karşınıza çıkıyor.

 

Yani ele, dile, dudaklara ayrılan bölüm neredeyse beynin yarısını kaplıyor. Diyelim ki, aşk ve sevişme cinselliği buraya yatmazsak, karşımızdakini dudak ve ellerimizle dokunduğumuz zaman ve öyle algıladığımızda beynimizin duyu merkezlerinin yarısı devreye giriyor. Kısaca sevgilinizle dudak dudağa öpüşmezseniz, yeterli titreşimleri almazsanız, sevişmenin dozu da bir yere kadar oluyor. Ülkemizde dudak dudağa öpüşmeyi bilmeyen insanlar, elleri de eldiven giymiş gibi nasırlıysa, insan ruhu için bu haksızlık. Ama ne yaparsınız bu böyle.

Görme ruhu rahatlatan bir eylemdir. Görüntü ve renkler çok önemli rol oynar. Görüş kapasitesi yani kültürü gelişmiş insanın bir tabloyu seyretmesiyle bu konuda gelişmemiş insanın arasında fark vardır. Biri ressamın resmine bakar, ayrıntılarına dalar, biri sadece oradaki şekilleri görür ve bu ne böyle der geçer. Bizim inançlarımızda resim yoktur. Genelde çizgi, granüllerin yazılış biçimi bu eksikliği giderir.

Şimdi toparlayalım bakalım: Bu ülkenin insanları kardeşlerimiz, analarımız, babalarımız, geçmişimiz 500 yıl nasıl yaşadılar? Ve 1900’lü yıllara nasıl girdiler?

Bu gerçeği göz önüne alırsak, şimdi gittiğimiz yola bir bakarsak, evrensel değerlerde, sanatta, romanda hikâyede akıl almaz biçimde daha gerilerde kalmaya mahkûmuz.

Ne olacak?

Hiç…

Değerli okurlarım, kavgalarımız çoğu şekil üzerine, temele inen yok, sadece temeldeki Osmanlı kalıntılarının anılarına ve özgürlüğüne dalmışız, tümü bizim atalarımızdı. Bizim analarımız, babalarımız, kardeşlerimiz ve tümü bizim şehitlerimizdi, ama unutmayalım bir dönemdi, geldi geçti.

Bilimsel açıdan baktığımızda, nüfusumuzun %90’ı kör dövüşü içinde gibiler. Dövüşüyorlar ama neden dövüştükleri bilmiyorlar ve geleceği göremiyorlar.

İnanç gibi en yüce duyguyu, yaşamın en ince ayrıntılarında arıyorlar ki, bu da insana ve inanca ihanettir.

HABER REVİZYON DERGİSİ OCAK 2018