Atatürk’ü Sevmeye Neden Mecburuz
Değerli okurlarım, Berlin’e giderseniz, şehrin altı köstebek yolları ve yuvaları gibi, oyulmuş ve metro yollar yapılmıştır. Mısırdaki piramitlere baktığımız zaman, nasıl “vay canına” diyorsak, bu tünellere de hayranlıkla aynı şeyi söyleyebiliriz. Ama o tüneller, insanoğlunun yüz karası, acı ve ızdıraplarla inşa edilmiştir. Döneminin yönetimi ve diktatörü, Afrikalı siyahilerden tutunda, çeşitli ülkelerden getirdiği tutsaklarla, aç sefil ve ölümüne bu metroyu yapılandırmış. Diktatörler, acımasız yöneticiler, insanlık duygusundan yoksul zalim yöneticiler, yalnız Almanya’da değil, her yerdeler.
Amerika’ya bakalım: Amerika keşfedildikten sonra, Avrupa ülkeleri ve dünyadan bir akın başladı. Toprak verimli, hava iyi, sulak ve ormanlık bir bereket cenneti. Ama toprağın işlenmesi, ürünün toplanması, toprağın kazılması gerek. İnsan sayısı yetersiz, ama Afrika insan üretim merkezi, gemilerle getirdiler, siyahi insanları. Hem de köle olarak öldüresiye döve döve kendi çıkarlarına alet ettiler. Zenginlikte bir kural vardır; işe yarayacak sermayeyi toplamak gerekir. Bugünkü Amerikan zenginliğinin alt yapısında, siyahilerin acıları, ölümüne hayatları vardır. Gelelim Fransa’ya, İngiltere’ye ve İtalya’ya Paris’te iki adım başı siyahi görürsünüz. Fars’tan Cezayir’den ve öteki ülkelerden dâhil adeta Afrika’nın içini boşaltarak kendi saltanatlarını kurdular. İngiltere’yi de aynı kalıba koyabiliriz. İtalya’nın İspanya’nın boş durmadığını da düşünebiliriz.
Değerli okurlarım, Atatürk olmasaydı, şu anda yaşayan pek çoklarımız, milyonları aşan vatandaşımız, dedelerimiz, amcalarımız bu saydığım yerlerde emekçi ve işçi olarak, ölümüne çalıştırılacaklar, kendi şehirlerinin kıyısında köşesinde bir mahalle oluşturarak, siyahilere ya da tutsak getirilenleri oraya yerleştireceklerdi. Buna da sosyal kölelik denir. Yenileyeyim: Yunan işgalinde 17-19 yaşında olan babam, zıpkın gibi bir Anadolu çocuğu olarak, kim bilir hangi tutsak kampında olacak, ben doğacak mıydın, doğsam ne olur onu da bilemem.
Kader bu, Atatürk geldi, emperyalistlerin bütün planlarını suya düşürdü. Şu an da 80 milyonun kanına canına emeğini sindirdi. Ülkeyi, Türk halkını esaretten, ölümden kurtardı. Ben Atatürk’üm demeye hakkım var mı yok mu sizlere bırakıyorum.