Curitiba’nın adı, yerli dilinde ‘Çam Fıstığı Diyarı’ anlamına geliyor. Diğer adı ‘gülen kent’ olan Curitiba, 1693 doğumlu. Diyar, Brezilya eyalet başkentleri içinde eğitim düzeyi ve Brezilya genelinde okuma-yazma oranı en yüksek olan kent.
Kudüs Çeşmesi, Filozof Kulesi…
Kudüs Çeşmesi, Halil Cibran Meydanı, Arap Anıtı, Japan Meydanı, Ukrayna Anıtı, Polonya Anıtı, Portekiz Korusu, Alman Korusu ve İtalyan Korusu gibi kentsel çeşitlilikleri bünyesinde barındıran kent, kültürel ve yapısal çoğulluğuyla insanı kendine çekiyor. Curitiba’nın nüfusu, ağırlıklı olarak, Alman, Ukraynalı, Rus, İtalyan ve Polonyalı kökenlilerden oluşuyor. Dünyada Polonya dışında en çok Polonyalı’nın yaşadığı ikinci şehir olan Curitiba’da 40 bin Brezilya vatandaşı Japon yaşıyor. Belediye Pazarı’nda birçok Japon ve Çin dükkanı bulunmakta.
Alman Korusu’nda, Grimm Kardeşler Yolağı, Filozof Kulesi ve Alman Şiiri Meydanı gibi çekici öğeler göze çarpıyor.
(Diğer konuya geçmeden belirtelim: Kudüs Çeşmesi, yalnız Musacılık için değil, Kudüs’ü kutsal sayan 3 büyük tektanrılı dini anmak için yapılmış.)
Müzeyi Gezmek İyi, Müzelik Olmak Fena
Curitiba’nın dünyaca ünlü müzesi, Oscar Niemeyer Müzesi. Yapısı nedeniyle, ‘göz müzesi’ olarak da adlandırılan müze, adını, ustaların ustası büyük mimar Oscar Niemeyer’den alıyor. 1907 doğumlu ve hayatta olan Niemeyer, başkent Brasilia’daki birçok yapının tasarımcısı olarak dünya çapıdan tanınıyor. Müzede, Niemeyer’in yapıtlarının maketleri dışında, çeşitli resim, karikatür, fotoğraf ve tasarım sergilerine yer veriliyor.
Niemeyer, yalnızca mimar olarak tanınmıyor; aynı zamanda, 1992-1996 arasında Brezilya Komünist Partisi’nin başkanlık görevini yürütmüş bir eski tüfek ya da eski kulağı kesiklerden diyelim.
Kentte birçok sanat festivali düzenleniyor. Bizim bulunduğumuz sırada, Uluslararası Film Festivali vardı örneğin. Bunun dışında, Tiyatro Festivali, ünlü. Ayrıca, çeşitli etnik kesimlerin festivalleri de (örneğin İtalyan ve Japon) görülmeye değer.
Sokak Çocuklarından Bahçıvan Devşirenler
Çeşitli uluslararası raporlarda, Latin Amerika’da şehir plancılığının öncüsü sayılan kent, birçok kuruluş tarafından, Brezilya’da en yaşanılır kent olarak değerlendiriliyor. Kentin sürdürülebilir planlama dolayısıyla aldığı ödüller var. Bir derginin yaptığı sıralamada ise, dünyanın en yeşil üçüncü kenti olarak yer alıyor. Kentin ürettiği çöpün % 70’i, geri dönüştürülüyor. Çöp arabaları, çöpleri, karton, kağıt, metal, plastik ve cam olmak üzere ayrı ayrı topluyor. Evsizler ve eski ayyaşlar, belediye tarafından bu çöplerin ayrıştırılması ve geri dönüştürülmesi işinde çalıştırılıyor. Iskartaya çıkarılmış belediye otobüsleri, yoksul mahallelere hizmet edecek mobil okullara ve kütüphanelere çevriliyor. Sokak çocukları ise, parklardaki çiçeklerin bakımını üstleniyor.
Kenti Otobüse Göre Kurmak
– Curitiba, aynı büyüklükteki Brezilya kentlerine göre kişi başına daha az benzin yakıyor. Bu da, hava kirliliğini önlemekte önemli bir etken.
– Kent, çevreyi kirletebilecek şirketlerin gelip yatırım yapmasına izin vermiyor.
– Yeni binalar yapılırken, bina planında yeşil alan varsa, vergi indirimi yapılıyor.
– Irmak kıyılarına yapay göller yapılıyor. Böylece, hem buraların gecekonducular tarafından yerleşime açılması önlenmiş oluyor hem de sel taşkını olasılığı ortadan kaldırılıyor.
– Curitiba’nın planlanmasında, 1960’lardan bu yana, bütüncül bir bakış egemen.
– Curitibalı kimliğinde, çevre dostluğu ve doğa sevgisi, temel öğeler olarak yer alıyor ve böylece, kent, yeşil bir kamuoyuna sahip olmuş oluyor.
– Belediye, sürekli olarak çevre kirliliği ölçümleri yapıp sonuçlara göre gerçekçi siyasalar uyguluyor.
– Arsasını kamuya açık parka dönüştürmek isteyen toprak sahiplerine vergi indirimi uygulaması var.
– Curitiba Belediyesi, yeni konutlandırma alanlarını otobüs güzergahı üstünden seçerek, bu yeni alanlara altyapı getirmekte (elektrik, su, kanalizasyon vb.) tasarrufa gitmiş oluyor. Oysa, birçok kentte, yeni yerleşimler, kentin dışında oluşturulur; ulaşım ve diğer altyapılar daha sonra gelir ve bunlar, uzak yerlere gideceğinden, belediyeye mali külfet getirir.
Curitiba’nın yaşanılır bir kent olarak başarısının altında yatan nedenler şunlar:
– Araba alımı yerine otobüs kullanımının özendirilmesi, trafiği hizaya getiriyor. Kişi başı araba oranında, Curitiba, Brezilya kentlerinde birinci. Buna karşın, başarılı toplu taşıma uygulamaları sayesinde, trafik, diğer Brezilya kentlerindeki kadar ciddi bir sorun değil. (Asya’da ve Latin Amerika’da birçok kent (örneğin, Bogota, Jakarta vb.), Curitiba’nın çifte körüklü, tüp duraklı ve sabit ücretli otobüs sistemine özenip benzer sistemler kurdu ya da kuruyor.)
Ver Çöpünü, Al Ekmeği
Bunlar dışında, Curitiba’yla ilgili anmaya değer bilgiler şöyle:
– Curitiba’da, tren garının ve otobüs terminalinin kent dışında değil de kentin göbeğinde olması, gezginler için büyük nimet.
– Asya’nın tersine, Curitiba’da (ve hatta Brezilya’da ve Latin Amerika’da) İngilizce pek konuşulmuyor. Portekizce ya da İspanyolca bilmeyenler yandı.
– Kenti her yıl 2 milyon turist ziyaret ediyor. Yine de, sağladığı hizmetler açısından, turistik bir yer değil. Kent gelirinin yalnızca % 4’ü turizmden geliyor.
– Curitiba’da, çöp arabalarının hizmet vermediği yoksul bölgelerde, çöplerini ayrıştırarak teslim edenlere, çöpün ağırlığına göre yiyecek ya da otobüs bileti veriliyor (Çöp Satın Alımı Programı).
– Tipik bir büyük kente benzer biçimde, Curitiba’nın nüfusunun yarısı, Curitiba doğumlu değil.
– Otobüs sistemi aracılığıyla arabalara savaş açan kent, Brezilya’nın en büyük ikinci araba üreticisi.
– Curitiba, onyıllardır Brezilya’nın ekonomik büyüme hızının üstünde bir hızla büyüyor.
– Brezilya’da motorlu araçlara kapalı sokak düşüncesini ilk uygulayan kent olan Curitiba’nın merkezinde, bu türden birçok sokak var.
– Brezilya’nın en büyük şehir parkı, Curitiba’da (Iguaçu Parkı).
– Curitiba, tüm kenti sarıp sarmalayan bisiklet yolları ile de beğeni topluyor.
Curitiba’yla ilgili bu başarı anlatılarında gelir dağılımı eşit(siz)liğinin ne durumda olduğu belirtilmiyor. Yoksulluk, ayrı; gelir dağılımı, ayrı; sonuçta. Herkes yoksulsa, gelir dağılımı eşittir; herkes zenginse de öyle. Yoksullara yardım etmek, gelir dağılımını eşitlemez. En dipteki insana, insanca yaşamaya uygun gelirli bir iş bulmak yerine düşük gelirli bir iş bulmak ve/ya da para yardımı yapmak, gelir uçurumunu kapatmaz. Zaten bunlar, kapitalizm içindeki çözümlerdir; yoksulluğu ortadan kaldırmayı amaçlamazlar; bunun yerine, onu azaltmaya çalışırlar. Brezilya’nın diğer kentlerinde olduğu gibi Curitiba’da da, zenginlerle yoksulların ayrı ayrı mahallelerde oturması olgusu, bu dağılıma da bağlanabilir; suç oranının yüksekliği dolayısıyla haklı olan korkuya da…