Cinsel Tacizler ve Çocuklar

Bütün dünyada kamu vicdanının nefretle karşıladığı, yaralandığı ve incindiği konu, Pedofili (sübyancı), yani çocuklara taciz onlarla ilişkiye girmedir.

 

En ilkel kabilelerden, en çağdaşlarına kadar, toplumların mutluluğu, uyumu ve kalıcılığı için kurallar vardır. Bu kurallara uyulmazsa, her alanda anarşi doğar ve yaşam dejenere olur. Kurallar yasalarla belirlendiği gibi, halkın töresel değerlerinde de yazılı olmayan uyum kuralları vardır. Ayrıca, yaşam dengelerini, manevi alanda düzeltmeye çalışan bir de inançsal boyut vardır.

Bu üç yapının, birbirleriyle uyumu oranında, toplumlar mutlu, huzurlu ve güven içinde yaşarlar.

Yasalarımıza göre, erkek ve kız 18 yaşından küçükler, çocuktur. Oy vermeleri, evlenmeleri yasaktır. Çünkü onların işleri vardır ve geleceğe hazırlanmaktadırlar.

Gelelim ülkemize ve gerçeklere: Yasalar böyle derken, inançsal boyutta bazı kurallar çerçevesinde, genç kızların, çocuk yaşlarında yani 9 yaşında evlenebileceklerini onamaları ve önermeleri vardır. Bu öneri suç sayılır. Dengeli ve uyumlu yaşamak için kime bakacağız? Dünyanın gidişine, bilime, aklımıza, vicdanımıza, kendi çocuklarımıza ve onlara bağladığımız umutlara bakacağız.

Psikoloji bilimine gelince: Kız ve erkekde ergenlik öncesi, 9-10-11’li yaşlarda, cinsellik tümüyle uykudadır. Bir bakıma uyuyan devi uyandırmak gibi, bir eylemde uyandırılan yılan da en zehirlisi ise, yani çocuğun gelecekteki yaşamını, cinselliğini paramparça etmek cinayetten daha ağır bir suçtur. Şu yaşananlara bir bakalım. Neredeyiz nereye gidiyoruz. Anadolu insanının yiğit, saygılı, namus konusunda titiz ve her çocuğa, kendi çocuğu gibi bakan koruyucu insanlarımız, neden son yıllarda çığırından çıktılar.

Bu sorunun tek bir cevabı vardır. Bilim adına bile söylemenin, doğru gerçekleri ortaya koymanın bir bakıma tehdit unsuru olduğu ülkemizde, yukarıda saydığımız özendirici ve olabilir kutsal kaynaklı kavramlar var oldukça, bu tür iğrenç hiçbir insana ana babalara, komşulara ve dünya insanlarına yakışmayan bir suçu işlemek, buna sessiz kalmanın sorumluluğuna göz yummak aynı oranda suça katılma demektir, yani vebali hepimizin üzerindedir. Gidişat odur ki, bu durum daha da artarak yıllarca sürecektir. Vay halimize!!..

 

Haber Revizyon 2016 Nisan haydar dümen1

 

Haber Revizyon 2016 Nisan haydar dümen2

 

HABER REVİZYON DERGİSİ NİSAN 2016