Haber Revizyon Dergisi İmtiyaz Sahibi R. Aytekin TÜRKER, son günlerde özellikle büyük şehirlerde sayıları artan dilencileri araştırdı.
Dilencilik, yardıma muhtaç olduğu gerekçesiyle başka insanlardan para, yiyecek vb. şeyler isteme eylemidir. Geçimini bu şekilde sağlayan kişiye de dilenci denilmektedir.
“Dilenci” ve “dilencilik” toplumsal yaşamın değişmeyen, fakat ayrıntıda kalan özelliklerinden birisidir. Hemen herkesin haberdar olduğu bu olgu, çok farklı biçim ve içerikte açığa çıkabilmektedir. Burada temel soru “Dilenci gerçekten muhtaç olan fakat ihtiyacını karşılayamadığı için dilenmek zorunda kalan kimse midir?” sorusudur.
Dilencilik dünyanın en eski mesleklerinden biridir. Dilencilere gelişmiş ülkelerden ziyade geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde daha çok rastlanmaktadır. Dilencilerin bir kısmı gerçekten yardıma muhtaç olmakla birlikte bir kısmı da toplumun insaf, yardımseverlik ve dindarlık duygularını sömürerek kolay ve haksız kazanç elde etmeye çalışır. Bu amaçla genellikle yoksul görünümlü olmaya dikkat ederler. Engelli olmak veya engelli çocuğu olmak avantaj sağladığı için engelli veya hasta taklidi yaparlar. Bazı durumlarda dilenci çetelerinin eline düşmüş çocuklar sakat bırakılır veya engelli rolü oynamaya zorlanır.
Gelişen teknoloji ile birlikte günümüzde, dilencilerin çalışma şekilleri de değişmiştir. Dilenci çeteleri cep telefonu ile haberleşerek zabıta veya polis kontrollerine karşı birbirlerini uyarmakta, aynı bölgelerde dilenmemeye dikkat etmektedirler.
DİLENCİ ÇEŞİTLERİ
• 1. Dinsel Sebeplerle Dilenenler
Bu kategoride dünyevi zevklerden feragat ederek ruhani sebeplerle dilenenler yer almaktadır. Örnek olarak
Yogiler, Dervişler ve Fakirler yer almaktadır.
• 2. Dini İstismar Eden Dilenciler
Bu tür dilencilerin ruhani bir amacı bulunmamaktadır. Genellikle ruhani sebeplerde dilenenlerle aynı kıyafetleri giyerek insanların duygularını istismar etmektedirler.
• 3. Göçebe Dilenciler
Bu tür dilenci grubu özellikle Hindistan’da görülmektedir. Şehirden şehre dolaşarak şarkı ya da şiir okumakta ve para toplamaktadırlar.
• 4. Fiziksel Engeli Olmayan Dilenciler
Bu kişiler fiziksel açıdan sağlıklı olup çalışabilecek konumdadırlar. Ancak çalışmak yerine dilenmeyi tercih etmektedirler. Genellikle hırsızlık gibi suçlar işlemektedirler.
• 5. Sağlığı Çalışmasına Engel Olduğu İçin Dilenenler
Bu kişiler çalışamayacak derece hastadırlar. Bu şekilde hayatlarını idame ettiremedikleri için dilenmek zorunda kalmaktadırlar. Cüzamlılar, çok yaşlılar ve kronik ağır hastalığı olanlar bu kategoridedir.
• 6. Fiziksel Engelli Dilenciler
Bu dilenciler kör, sağır, dilsiz, bacağı olmayan, uzuv kaybı olan vb. kişilerdir. Bu dilenciler, toplumda kolaylıkla ilgiyi toplamakta ve yardımı hak ettiği düşünülmektedir.
• 7. Zihinsel Engelli Dilenciler
Bu kategoride zihinsel engeli olan ve akıl sağlığı yerinde olmayan dilenciler yer almaktadır.
• 8. Çocuk Dilenciler
Çocuk dilencilere toplum tarafından acınmakta ve yardım edilmektedir. Bu sebeple çok rahat bir şekilde insanları aldatarak para kazanabilmektedirler.
• 9. Profesyonel Dilenciler
Çalışma konusunda herhangi bir isteği olmayan ve meslek olarak dilencilik yapan kişiler bu kategoride yer almaktadır.
• 10. Part-Time Dilenciler
Bu kategorideki dilencilerin bir işi vardır ve boş zamanlarında dilenmektedirler.
DİLENME YÖNTEMLERİ
Dilenmede el açma, çeşitli hastalıklar ile ilgili raporla gezme, sağır-dilsiz tabelası taşıma gibi yöntemler kullanılmakta. Dilenilen kişinin, yaşı, dış görünümü, cinsiyeti göz önünde bulundurularak dilenme taktikleri uygulanmaktadır.
”Allah rızası için bu fakire bir sadaka”, “Allah işini rast getirsin”, “Allah sevdiğine kavuştursun”, “Allah evladını sana bağışlasın”, “Allah günahlarını affetsin” vs. gibi dilenme cümleleri, dilenme jargonunda önemli bir yer tutuyor. Ama dua adına ne dilenirse dilensin, her cümlenin başına mutlaka bir “Allah” konduruluyor.
Dilenciler toplumun; insaf, acıma, yardımseverlik ve dini duygularını sömürerek kolay ve haksız kazanç elde etmeye çalışırlar. Bunu gerçekleştirmek için daima yoksul görünümlü olmaya dikkat ederler. Engelli olmak veya engelli çocuğu olmak daima avantaj sağladığı için çoğu kez engelli veya hasta taklidi yaparlar.
İyi Giyimli Kişiler Tarafından Yapılan Dilencilik
Bu tür dilencilikte, benzin bitmesi, cüzdanını kaybetme, vs. gibi mazeretler ileri sürerek, dilenci olmadığına gerçekten yardıma ihtiyacı olduğuna inandırmaya çalışırlar. “Asker görmeye geldim, hastaneye geldim, yakın ilçelerden geldim geri dönecek param yok” gibi yalanlar da kullanılır.
DİLENMEDE PRIME TIME ZAMANLAR
Cuma ve bayram namazları çıkışları, hasılat açısından dilenciler için en karlı günlerdir. Ramazan boyunca ise, küçük bir servet sayılabilecek kadar para hemen her gün ve saatte toparlanabilir. Bu günler dilencilerin “kutsal” günleridir.
Lokanta ve cafe vb. yerlerin önleri yemek saatlerinde tercih edilir. Mesai çıkış saatleri, öğle tatilleri, nikah, sünnet düğünlerinin yapıldığı anlar da dilencilerin en rağbet ettiği “Prime Time” zaman dilimleri.
Dilencilik, yorulmadan ve kolay yoldan çok para kazanmak isteyen kişiler için en ideal mesleklerdendir. Ve maalesef ki sizin acıyarak para verdiğiniz dilenciler, sizlerden topladıkları paralarla birçoğunuzdan çok daha yüksek gelirlere sahip olurlar.
Aslında dilencinin “işe gidiyorum” diyen bir memurdan pek de farkı yoktur!
Dilencilerin belli bir kısmı dilenmeyi, hırsızlık, fahişelik ya da uyuşturucu satıcılığı yapmadan yaşamını sürdürmek için son çare olarak görmektedir.
Dilencilere yardım nedenlerini ortaya koyma amacıyla yapılan bir çalışmada yardım nedeni olarak ilk sırada sevap kazanma %39 oranıyla yer almaktadır. Hatta dilencilere para vermenin sevap kazandıracağı düşüncesi, dilenciliğin örgütlü biçimde bir sektör olarak faaliyetine devam etmesine ve büyümesine neden olmaktadır.
HUKUKİ BOYUT
Türkiye bireysel anlamdaki dilenciliği bir kabahat olarak kabul etmiştir. 5236 sayılı Kabahatler Kanunu dilencilerin gelirlerine el konulacağını hüküm altına almıştır. Bu kapsamda kent güvenliğini ve kentin huzurunu sağlamakla görevli belediye zabıtaları yerel yönetimler neznindeki dilencilikle mücadelenin asli unsurudur.
Dilencilik örgütlü bir suç boyutuna geldiğinde ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu devreye girmektedir. TCK’ da çocukları, beden veya ruh bakımından kendini idare edemeyecek durumda bulunan kimseleri dilencilikte araç olarak kullanan kişilerin hapis cezasına çarptırılacağı hükme bağlanmıştır. Bu suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması halinde cezanın artması örgütlü dilenciliği önleme amacı taşımaktadır.
Tarihte, atalarımız tarafından hem dilenciliği önlemek hem de ihtiyaç sahiplerine yardım etmek amacıyla belirli yerlere konmuş Sadaka Taşları adında ortası oyuk taşların olduğu, sadaka vermek isteyenlerin paralarını oyukların içine bıraktığı, ihtiyaç sahiplerinin ihtiyacı kadar parayı kimseye el açmak zorunda kalmadan bu taşlardan aldıkları çeşitli tarih kitaplarında anlatılmaktadır. Vermek ve almak kavramının en güzel örneklerinden birisi olan bu sistem insanlarda daha çok almak isteğini tetiklemesi nedeniyle kullanılırlığını yitirmiş ve zaman içinde unutulup gitmiştir.
Yardımlaşmak, toplumsal birlik ve beraberliğin ayakta tutulmasını sağlayan insanlığın ve inançların gereği olan en önemli unsurlar arasında yer almaktadır. Kimin ihtiyaç sahibi kimin dilenci olduğunu anlamanın imkansız olduğu günümüzde; yardımlaşma duygusu gün geçtikçe törpülense de gerçek ihtiyaç sahiplerine yardımların ulaştırılması, yetkili kurumlar aracılığı ile yapılması daha doğru olacaktır.
Yardımların ulaştırılmasında görev alan resmi kurumlar ile güvenilirliğinden emin olduğunuz özel yardım kuruluşları, ihtiyaç sahiplerini titizlikle araştırarak tespit etmekte, yardımların gerçekten ihtiyaç duyan, zor durumdaki kişilere ulaştırılmasını sağlamaktadır.
İslam, çalışmayı emir ve tavsiye etmiş, tembelliği ve buna bağlı olarak insan onurunu zedeleyen dilenciliği kesinlikle yasaklamıştır. Elbette yoksulu doyurmak, gerçek ihtiyaç sahibine Allah rızası için yardım etmek bir Müslümanın görevidir. Ancak insanların iyilik etme duygularını istismar etmek ve İslam’ın yanlış tanıtılmasına sebep olmak da aynı ölçüde yanlıştır.
Dilencilik bazen dinî gerekçelerle yapılır. Lakin İslam’da dilencilik kural olarak yasaklanmıştır. Bunun tek istisnası vardır. O da bir kimsenin çalışamayacak derecede güçsüz hale gelmiş olması ve zaruri ihtiyaçlarını karşılayamamasıdır. Buna göre dilencilik bir kazanç yolu değil, zaruret haliyle sınırlı bir ruhsattır.
Kur’an’da da dilencilik insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir tutum olarak değerlendirilmiştir (Bakara, 2/273). Ancak, ihtiyacından dolayı isteyenin zenginlerin mallarından belli bir hakkı olduğu bildirilmiş (Zariyat, 51/19; Me’aric, 70/25).
Ayrıca hadislerde şeref ve haysiyetini koruyan fakirle, yoksulluğunu istismar eden ve dilenmeyi bir kazanç yolu görenler arasındaki ahlaki farka dikkat çekilmiştir.
Nitekim Peygamber efendimiz çalışıp kazanabilecek güce sahip birisinin dilenmesini kesinlikle doğru bulmamıştır. Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: Her kim çok mal biriktirmek için, insanların (iyilik etme duygularını istismar ederek) onların mallarını (az ya da çok olsun) isteyip durursa, o dilenci muhakkak bir ateş parçası istemektedir…” (Müslim, Zekât, 105).
KİRALIK ÇOCUK DİLENCİLER
Çocuk, dilencilikte en çok getiri sağlayan bir obje olarak sıklıkla kullanılıyor. Dilencilik mafyası, eleman bulamadığında özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki yoksul ailelerden, aylık 200-250 milyon liraya çocuk kiralıyor. Felçli ve engelli çocukların kirası iki katına çıkabiliyor. Sefalet ve perişanlık içinde yaşayan ve sık sık cinsel tacize uğrayan bu çocuklar, istenilen hasılatı toplamadıkları takdirde, işkence dahil her türlü şiddete maruz kalıyor.Öldürülme korkusu içindeki çok küçük yaştaki bu çocuklar, gerekli hasılatı toplamak için gasp, hırsızlık gibi her türlü yasal olmayan yola başvurmak zorunda kalıyor.
41 Bin Çocuk Sokakta Çalıştırılıyor ve Dilendiriliyor
Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı’nın valilikler aracılığıyla yaptığı araştırmaya göre Türkiye genelinde sokakta zorla çalıştırılan ve dilendirilen çocuk sayısı 41 binin üzerinde. 30 bin 891 çocuk ise sokaklarda yaşıyor. Mağdur çocukların yüzde 98’i İstanbul’da bulunuyor.
Yüzde 73’ü İstanbul Sokaklarında Çalışıyor
İnsan Hakları Başkanlığı’nın verilerine göre 41 bin çocuk sokakta zorla çalıştırılıyor veya dilendiriliyor. Bunların yaklaşık 30 bini İstanbul’da yaşarken, Türkiye’nin en büyük metropolünü 6 bin 700 rakamı ile Ankara, 3 bin 300 ile Diyarbakır, 640 ile Van, 637 ile Mersin ve 420 ile İzmir takip ediyor.
Dilenci Çocuk Sayısı 5 Yılda Yüzde 40 Arttı
Türkiye’nin özellikle İstanbul’un önemli sorunlarından olan dilenciliğin bir türlü önüne geçilemiyor. Anadolu’nun birçok şehrinden dilendirilmek için İstanbul’a getirilen çocukların sayısı her geçen gün arttıyor. Büyükşehir Belediyesi zabıta ekiplerinin 2004 yılında müdahale ettiği dilenci çocuk sayısı bin 657 iken 2009’da bu rakam 2 bin 334’e çıktı. Bir yılda müdahale edilen toplam dilenci sayısı ise 8 bin 425 olarak kayıtlara geçti. Yetkililer, mevzuattaki yaptırımlar yetersiz olduğu için dilenciliğin önüne geçilemediğini belirtiyor. Bu yasal olmayan işin büyük bir sektör haline geldiğine dikkat çeken yetkililer, dilenciler arasında İstanbul’un bölge bölge parsellendiğini vurguluyor.
İSTANBUL’DA SURİYELİ DİLENCİ İSTİLASI
Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen ve kampların dışında yaşayan Suriyelilerin bir bölümü, dilenerek geçimlerini sağlamaya çalışıyor.
Suriyeli dilencilerin en yoğun olduğu bölge ise turizmin kalbi Eminönü. Yerli ve yabancı yüzbinlerce kişinin uğrak yeri olan Yeni Cami’nin önü dilencilerin merkezi olmuş durumda. Onlara göre yaptıkları dilencilik değil. Karınlarını doyurmak ve ev kiralarını ödemek için para yardımı topladıklarını savunuyorlar. Vatandaşlar ise zorla para istenmesinden ısrarcı tavırlardan rahatsız.
Bu konu üzerinde çalışma yapan hükümetimiz 81 ilin valiliklerine Suriyeli dilencilerin toplanması için genelge göndermiştir.
Kayıtları yok!
Suriyeli dilenciler belediye ve emniyet güçlerinin de önemli bir sorunu. Yaşanan rahatsızlık nedeniyle çok sayıda şikâyet aldıklarını ve zabıta marifetiyle sık sık operasyon yaptıklarını belirten yetkililer, “Dilendirilen çocukları alıp emniyete teslim ediyoruz ama herhangi bir yaptırımda bulunulmadığı için birkaç saat sonra tekrar aynı bölgeye dönüp dilenmeye devam ediyorlar. Ne pasaportları var ne de kimlikleri var. Haklarında işlem yapmak mümkün değil” diyorlar.
ÜLKEMİZDEN DİLENCİ HABERLERİ
Donarak Ölen Dilencinin Banka Hesabı
Bir ilimizde dilencilik yaptığı belirlenen şahıs, köy dışında donarak yaşamını yitirdi. Şahsın banka hesabında 60 bin TL olduğu belirlenirken, evinde de sigara jelatinine sarılı 10 bin TL civarında para bulundu. (Kaynak: AA)
Tefecilik Yapan Dilenci
Bir ilimizde dilencilik yaparak kazandığı paraları faizle başkalarına verdiği iddia edilen bir kişi, alacağını tahsil edemediği bir başka şahsı darp etti.(Kaynak: Radikal)
Son Model Arabalı Dilenciler
Bir ilimizin Belediye Zabıta Müdürlüğü ekipleri son model arabalı ve kravatlı iki dilenci yakaladı. (Kaynak: Mynet Haber)
100 Yaşında Ölen Dilenci Ardında Servet Bıraktı
Dilencilik yapan Ayşe isimli kadın ölünce büyük serveti ortaya çıktı.4 apartmanı ve 1 milyon değerinde altını olduğu öğrenildi.(Kaynak: DHA)
Dilencilerin Üzerinden 195 Bin Lira Çıktı
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü ve Büyükşehir ile Sur Belediye ekiplerinin dilencilere yönelik düzenledikleri operasyonda biri Suriye uyruklu bir kadın olmak üzere 5 dilenci tespit etti. Dilenciler üzerinde yapılan aramada 195 bin lira para ele geçirildi… (Kaynak: Milliyet)
İki Kilo Altın
Mersin’de dilenen ve yaşamını yitiren bir dilencinin evinden 2 kilo altın bulunması, bu çarpıklığın en güzel örneklerinden biri! (Kaynak: Hürriyet)
‘Poşetli Dede’nin Serveti Dudak Uçuklattı!
Konya’da yolcu otobüsünün altında kalarak hayatını kaybeden “Poşetli Dede” ve “Garip” olarak bilinen dedenin 1 milyon TL’nin üzerinde parasının olduğu ortaya çıktı. (Kaynak: HRA)
Lüks Cipli Suriyeli Dilenci Şebekesi
Adana’da lüks ciple getirdiği çocukları dilenmeleri için ana cadde ve kavşaklara bırakan Suriyeli 35 yaşındaki şahıs, suçüstü yakalandı. (Kaynak: HRA)
HABER REVİZYON DERGİSİ EKİM 2014