Merhaba,
Hiç kendinizi inceleme fırsatı verdiniz mi kendinize? Evrenin içinde düşüncelerinizin boyutunu ölçtünüz mü? Güzel diye nitelendirdiğiniz güç ve kuvveti hissettiğiniz aklın hikmetine inandığınız anlar sizin gerçekliğiniz mi? Ya inançlarınız size mi ait? Baktığınızda gördükleriniz gerçek mi? Kime ait olduğunuzu düşünüyorsunuz? Duyduklarınız inandırıcı mı? İçinizde hissettikleriniz gerçek mi? Yoksa gerçekleriniz hayal mi? Nedir sizi siz olduğunuzu düşündüren? Nedir içinizdeki heyecanların sebebi? Üzüntüler acılar neden kişilere göre farklı? Başka bir noktaya baktığınızda, başka birisini izlediğinizde, kendi benliğiniz ve bedeninizi unutup bir anda nasıl farklılıklar yaşıyorsunuz?
Gerçeğimiz gerçek olan, gerçek diye düşünülen yanlışlar, doğrular, kavramlar, kurallar, bakışlar, anlamlar, davranışlar, duruşlar, yürüyüşe kadar şekillenmiş benlikler nedir?
Nedir ne diye düşündüren ve düşünmeyi var edip sonra onu sorgulatan? Sorgunun kaynağı kim? Kimin bu durgun var oluşların bir anda çılgınlar gibi kabaran dalgaların akışındaki güç? Nedir? Neler oluyor? Artık çözülemeyenler çözüldü mü? Yoksa bizler artık sayısal ve fiziksel oluşumları hissetmenin ötesinde mi yaşıyoruz?
Yaşamayı, çevremizi, yaşattıklarımızı, gördüklerimizi, söylediklerimizi ve konuşulanları sorgulamayı bırakın hissedin kalbinizin atışını hissedin birkaç saniyeliğine gözbebeklerinizin anlık büyümesini, anlık küçülmesini hissedin, göz bebeklerinizin görüş açısının kusursuz noktalara bakmadan hissedebilmenizi sağlamasını hissedin! Parmaklarınızı oynatın her kıvrımı mili saniyenin altında nasıl kontrol edebildiğinizi görün her noktanıza her tarafı ayna olduğunu düşündüğünüz bir odadaymışçasına dokunun, hissedin, sakinleşin, saç tellerinizi tek tek düşünün sizin olan her şeye sahip olmanın mükemmelliğini yaşayın, gözlerinizi kapatın sonsuz bir buğday tarlasında kollarınızı açın derinlere uzak ama size en yakın yerlere doğru gidin. Yürümeyi bırakıp uçun buğday tarlalarına ayak izleriniz değil, yarattığınız rüzgar değil, sadece derin derin aldığınız nefesiniz onların üzerinde bir esinti olsun. Sana bedenini ve ruhunu hediye eden yüce yaratana ve bunda en büyük yardımı olan doğaya hediyen olsun bu içinden gelen esinti.
Şimdi hayatın kötülüklerini, kötü düşünenleri, cahilliğin ana kaynaklarını, içinde kin besleyen ve bu besledikleri kötülükleri yaymaya çalışan insanları düşün, senin yanındaymış gibi gözüken insanları ayırt et düşüncelerinin içinden sil onları, yer verme sana artık ulaşmaları kolay olmasın, hazları sen olma, hayallerin onların hayalleri olmasın, yaradılışta sana verilen hediyeleri geliştir ve onlarla mutlu ol. Sen en iyi ve en güzel insan olmalısın! İçindeki benliğin senin mükemmeliyetin olsun, görüntün insanlık için ışık olsun ve senin bilgilerin, senin deneyimlerinin sonucunda onlarda aydınlansın işte bu huzura, bu yükseliş anlarına ulaşman seni hayata daha sıkı bağlayacak. Sen tarihte bir aydınlatıcı olarak yer alacaksın! Sevgiyi daha iyi öğrenip arabanı, evini, kalemini, telefonunu, kedini ve binlerce basitliği sevdiğin gibi aileni sevmeyecek o ulaştığın sevginin adı bir başka olacak sevgi tek bir kelime gibi gözükürken yaşattıkların sana sevgi olarak dönmeye başlayacak!
Sen ve diğerleri içinizdeki yoklukla dünyayı kirletmeyi bırakın var oluşunuzun farkına varın kendinizi kitaplardaki şiirlerle, kitaplardaki yazılarla eğitmeyin bunlar size yol göstersin doğa ve yaşam kaynaklarını bu yazıtlarda ve geçmişten bu güne bırakılan deneyimlerle size yol olsun.
Temiz bir ruh temiz bir bedende, temiz bir beden aydınlanmış bir beyinde bu yaratılmış beyin ise aydınlığı taşımakla güçlenir!
Sen kendini saklasan da, gizlesen de;
Gölgen Senin Gerçeğindir!..