İdam Cezası

İdam veya ölüm cezası, devletler tarafından uygulanabilen en sert cezadır. Kişi idam cezasına çarptırıldığında, infaz, kişinin yaşamına kanuna uygun bir şekilde (çoğu zaman hapishanede) son verildiği zaman gerçekleşir. Tarihte, kanun suçlularının ve siyasi karşıtların idam edilmesi neredeyse bütün toplumlar tarafından suçu cezalandırmak ve siyasi ihtilafları bastırmak amacıyla kullanılmıştır.

İdam cezası, uygulandığı çoğu yerde, önceden tasarlanmış cinayet, casusluk, vatana ihanet veya askeri adalet kapsamında kullanılır. Birçok ülkede, uyuşturucu kaçakçılığı da kişiyi idam cezasına çarptırmaya yetecek bir suç sayılır. Çin’de, insan kaçakçılığı ve ciddi yolsuzluk davaları idam cezası ile sonuçlanabilir. Dünya çapındaki askeriyelerde, askeri mahkemeler korkaklık, firar, asilik ve ayaklanma gibi suçlarda idam cezasını uygulamıştır.

İdam cezası tartışmalı bir konudur. İdam cezasını destekleyenler, kişiyi suç işlemeden caydırdığını ve cinayet gibi bazı suçlarda hakedilen cezanın verildiğini iddia ediyorlar. İdam cezası karşıtları, ömür boyu hapis cezası ile caydırıcılık konusunda hiçbir farkı olmadığını, insan haklarını çiğnediğini, yanlış infazlara yol açtığını, azınlıkta olanlara ve fakirlere ayrımcılık yaptığını iddia ediyorlar.

DNA kanıtları idam davalarının çok azında mevcut olmasına rağmen, Amerika’da 1992 yılından bu yana, senede birden fazla kişinin beraat etmesine sebep olmuştur. Birleşik Krallık’ta yakın zamanda yeniden gözden geçirilen davalar, 1950 ve 1953 yıllarında idam edilenler arasında, bir kişinin af edilmesi ve üç kişinin de beraati ile sonuçlanmıştır.

Dünyada, demokratik ülkeler arasında Avrupa ve Latin Amerika devletleri idam cezasını yürürlükten kaldırmıştır (Amerika Birleşik Devletleri, Guatemala ve Karayipler haricinde). Asya ve Afrika’da bulunan demokrasilerde ise idam cezası halen yürürlüktedir. Demokratik olmayan ülkelerde idam cezasının kullanımı yaygındır. Ayrıca Avrupa kıtasında sadece Belarus, Rusya, Kazakistan ve Letonya’da idam cezası vardır. Ancak sadece Belarus idam cezalarını infaz ederken, Rusya ise aldığı moratoryum nedeniyle 1996 yılından beri idam cezası uygulamamaktadır. Kazakistan ve Letonya’da ise sadece özel durumlar için idam cezası yürürlüktedir.

Bir Yılda Gerçekleşen İdamlar

 

Çin Halk Cumhuriyeti : 5.000 +
İran: 346 +
Suudi Arabistan: 102 +
Kuzey Kore: 63 +
Amerika Birleşik Devletleri: 37 +
Pakistan: 36 +
Irak: 34 +
Vietnam: 19 +
Afganistan: 17+
Japonya: 15
Yemen: 13 +
Indonesia: 10
Libya: 8 +
Sudan: 5 +
Bangladeş: 5
Belarus: 4
Somali: 3 +
Mısır: 2 +
Birleşik Arap Emirlikleri: 1 +
Malezya: 1 +
Moğolistan: 1 +
Singapur: 1 +
Suriye: 1 +
Bahreyn: 1
Botsvana: 1
Saint Kitts and Nevis: 1

 

İdam Cezası Çeşitleri

 

  • Aç bırakma
  • Asarak infaz (Mısır, Afganistan, Irak , İran, Japonya, Ürdün, Pakistan, Singapur ve diğer ülkelerde halen uygulanıyor.)
  • Kurşuna dizerek infaz (Mısır, İran, Endonezya, Libya, Çin, ABD ve diğer ülkelerde uygulanıyor.)
  • Ateş açarak infaz (tek kişilik, mahkumun ensesinden ve/veya kalbinden tek vuruş ile yapılan idam çeşididir.)(Belarus, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Çin ve diğer ülkelerde uygulanıyor.)
  • Boğazlayarak infaz
  • Çarmıha germe
  • Ezerek infaz (Asya ülkelerinde çoğunlukla görülmekle beraber genellikle fillerle yapılır.)
  • Elektrikli sandalye ile infaz (ABD’de halen uygulanıyor.)
  • Gaz odaları
  • Giyotin ile baş kesme
  • Kılıçla infaz (Suudi Arabistan’da halen uygulanıyor.)
  • Öldürücü iğne ile infaz (ABD, Çin, Guatamala, Tayland’da halen uygulanıyor.)
  • Recm (Suudi Arabistan Afganistan ve İran’da halen uygulanıyor.)

 

TÜRKİYE’DE İDAM CEZASI

 

Türkiye’de idam cezası, ilk önce 2001’de savaş tehdidi ve terör suçları halleri dışındaki suçlar için kaldırıldı. 3 Ağustos 2002’de “savaş ve çok yakın savaş tehdidi hâllerinde işlenmiş suçlar hariç’’ şartı ile kaldırıldı. 2004’te ise tüm suçlar için kaldırılmıştır. 5218 sayılı kanunla tamamen kaldırılmıştır.

Ekim 1984’ten itibaren mahkemeler tarafından verilen idam cezaları Meclis’te onaylanmadığı için infaz edilmemiş, 1991 yılında çıkarılan bir afla 500 civarında idam cezası dosyası, 10 yıl ağır hapse dönüştürülmüş ve 2002’deki yasayla da fiilen uygulanmamış olan tüm idam kararları, ömür boyu hapse dönüştürülmüştür.

1990’lı yıllarda birçok idam kararı verilmiştir ancak infaz edilememiştir. Bunlardan en önemlisi Abdullah Öcalan’ın 29 Haziran 1999’da idam cezasına çarptırılmasıdır. Cezası 25 Kasım 1999’da Yargıtay tarafından onandıysa da idam cezasının AB uyum yasaları ile kaldırılmasından dolayı cezası ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrilmiştir.

Türkiye’de 1920’de Meclisin kuruluşundan, 1984’te idam cezalarının fiilen kaldırılmasına kadar geçen 64 yıllık dönemde, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanan ve infazı gerçekleştirilen idam cezası kararı sayısı 712’dir. Bunlardan 15’i kadın hükümlüdür. Ancak bu rakama İstiklal Mahkemeleri’nin, Meclis’i devre dışı bırakarak aldığı idam kararları dahil değildir. Meclise gelmeden İstiklal Mahkemeleri tarafından verilen 1500 – 2000 civarında idam kararı bulunduğu tahmin edilmektedir.

Prosedüre göre mahkemeler tarafından verilen idam kararları Yargıtay’da onaylandıktan sonra Meclis’e gönderiliyordu. Meclis’in de idam kararını onaylaması halinde idam cezaları infaz ediliyordu. İnfaz kurallarına göre ölüm cezası hükümlünün mensup olduğu din ve mezhebin hususi günlerinde yerine getirilmiyor, hamile kadınlar doğum yapana kadar, akıl hastalığı tespit edilenler akli dengesi düzelene kadar idam edilmiyordu. 18 yaşından küçükler ve 65 yaşından büyükler hakkındaki idam cezası infaz edilmiyordu.

İnfazlar 1965 yılına kadar gündüzleri ve halkın izleyebilmesi için alenen ve belirli noktalarda İstanbul’da Sultanahmet Meydanı’nda, Ankara’da Samanpazarı’nda gerçekleştiriliyordu. 1965 yılında İnfaz Kanunu’nda yapılan düzenlemeden sonraki infazlar cezaevi avlularında, güneş doğmadan önce, gizli olarak yapılmıştır. Askeriyeye bağlı bir kişinin askeri suçtan dolayı aldığı idam cezası kurşuna dizilerek infaz edilirdi. Örneğin; Şeyh Said İsyanı ile bağlantıları olan Albay Cibranlı Halit, Molla Abdurrahman, Yusuf Ziya Bey, Teğmen Ali Rıza Bey, Faik Bey kurşuna dizilerek idam edildi.

 

CUMHURİYET DÖNEMİNİN İDAMLARI

 

Şeyh Said İsyanı sonrasında Diyarbakır’daki Şark İstiklal Mahkemesi kısa süren bir yargılamadan sonra Şeyh Said ve 47 ayaklanma yöneticisi hakkında 28 Haziran 1925 günü ölüm cezası vermiş ve cezaları ertesi gün infaz ediliştir.

Haziran 1926’da yurt gezileri kapsamında bulunduğu İzmir’de Mustafa Kemal’e karşı yapılması tasarlanmış, tarihe İzmir Suikastı olarak geçen suikast girişimi ardından Ziya Hurşit ve arkadaşları İzmir İstiklal Mahkemesi’nde yargılanıp idam cezasına çarptırılmışlardır. 14 Temmuz 1926’da 14 kişinin idam cezaları infaz edilmiştir.

23 Aralık 1930 günü, İzmir’in Menemen ilçesinde, öğretmen – yedeksubay Mustafa Fehmi Kubilay’ın ve yardımına koşan bekçiler Hasan ve Şevki’nin bir grup tarafından öldürülmesiyle başlayan, Menemen olayları sonrasında, Divan Harp Mahkemesinde yargılanan sanıklardan 28’i 3 Şubat 1931 gecesi Menemen’de idam edilmiştir.

1920–1961 yılları arasında 11’i İstiklal Mahkemeleri tarafından olmak üzere toplam 16 milletvekili idam edilmiştir.

27 Mayıs 1960 Darbesi’nden sonra darbe yönetimi döneminde Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan Yüksek Adalet Divanı’nda yargılanmış ve idam cezası almışlardır. Cezaları 17 Eylül 1961’de infaz edilmiştir.

12 Mart 1971 Muhtırası da yarım darbe olarak nitelenmesine rağmen 17 kişiyi idama göndermiştir. 1971’in 18 Temmuz’u ile 28 Temmuz’u arasında tamamı adli suçlu 14 hüküm infaz edildi. Bunların içinde 25 Temmuz 1971’de İzmir’de asılan Kadriye Partici, Türkiye’de idam edilen son kadın hükümlü olmuştur. 12 Mart rejimin diğer 3 infazı ise 1968 kuşağının önde gelen devrimcilerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’dır. Üçü de 6 Mayıs 1972’de Ankara’da idam edildiler.12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra, 54 kişinin idam cezası Meclis’te onaylandı bunların 50’si infaz edildi.

Haber Revizyon 2015 MART10 Haber Revizyon 2015 MART11 Haber Revizyon 2015 MART12 Haber Revizyon 2015 MART13

HABER REVİZYON DERGİSİ MART 2015