Merhaba,
En önemli değerleri kontrol edemeden öğrenmeden geldiğin bu dünya bizi sorguluyor biz ise kendi insanlığımızı cezalandırıyoruz. Birçok konu kontrolümüz dışında gerçekleşiyor ve değiştirmek ise bazen insan olmanın dışında yaşam biçimleri sunuyor insanlığa, kim ne derse desin! Sormadılar dünyaya gelirken ne cinsiyetimizi ne inancımızı ne de ailenizin kim olacağını. Öğretmediler de kader denildi kabul edildi, yaşanmaya çalışıldı.
Peki kabul! Bu zulüm içinde yaşayan, eşit sistemin dışında olan insanlıkları kabul edilmeyen insanlar ne olacaklar? Ne için var oldular? İnanmayı da ibadeti de iyi yapmaya çalışırken, başkalarının maddi çatışmalarının içinde nasıl oluyor da çığlıklar içinde, acı içinde aç susuz ve bazen de kan dolu savaşlar içinde yaşıyorlar? Neyin düzeni? Neyin sistemi? Kim veya kimlerin kararları? Çıkar için mi yoksa vaat için mi olması gerekiyor bunların?
Farklı konularda var tabii ki din ve devlet işlerinin karıştığı, din ve inançlar kullanılarak insanlar ile oyunlar oynanıyor. Yine çıkar için mi? Yorumlamak çok zor değil aslında; bazen madenleri, bazen toprakları bazen de sadece istedikleri için özel güçleriyle birileri bir şeyleri yönlendirip sahip olmaya çalışıyorlar. Belki de tarihte isimlerinin yer alması için bu hırsları vardır içlerinde ama yapıcı olmak başta gelir ve tarihe sonsuzluk imzasını bırakır ve kimse de silemez. Bunu görmek zor olmasa gerek!
Tek tanrımız var; bunu tüm dünya kabul edip, tüm dileklerimiz, dualarımız da onun için. Tek fark tanrıya ulaşma şekillerinin çeşitlikleri diyebiliriz ve emin olun biraz vakit ayırıp okur ve ruhunuzu tertemiz sayfalara bırakırsanız dünya üzerindeki en güzel hediyeyi tanrının bize göndermiş olduğunu görmüş olursunuz ama her dine ait kutsal kitapları okumanızı tavsiye ederim. Bu, bilmek veya bilim değil insan olmanın esasıdır. Asırlar boyu tüm yaşanmışlıkları ve geleceği de içinde barındıran Kur’an-ı Kerim, insanlığın insan gibi yaşayabilmesinin en güzel yollarını sermiştir hayat yolumuza. Okumayıp yorum yapan o kadar çok insan var ki bilgili gözüken cahiller grupları onlar!
Dünyamızdaki tüm inanç biçimlerinin önünde saygıyla eğilirim ve de eğilmek gerekli. Çünkü inanmak, inanç içinde yaşamak, dua edebilmeyi ruhumuza öğretmiş olmak çok değerli. İnanmayı inancı öğrenememiş kısmı bir kenara, yaşayanları bile görememiş insanlar var. Zulüm yerine sevgi vermeli, sevgi ile kardeşlik, kardeşlik ile de inanç dağıtalım kuzeyden güneye, doğudan batıya. Saygı duyalım tüm inanlara, zarar vermeye çalışanlara ise inancımızın gücü ile el ele verip kendi benliklerinin içinde duyguları ve ruhlarıyla acı çekmelerini engelleyelim. Onlara da sarılalım ayırmadan, nefretten uzak sevgi ile onların da ellerinden tutalım, o bilmedikleri inancı, sevgiyi hatta yaşamayı öğretelim.
İnanmak var olmaktır…
Din parayla satılamaz parayla alınamaz!
Yazımın son satırlarında Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza ve bütün devlet büyüklerime seslenmek istiyorum en azından Türkiye’mizde dinimizin yüce temsili Kur’an-ı Kerim maddi değer karşılığı satılmasın, hediye edilsin.
İnancımız insanlığımızın temsilidir.
İnancınla sevgi ver kana bulama dünyamızı!