Neden Çiğ Beslenme?

Çiğ Beslenme Nedir?

Yiyecekler çiğ ya da 41⁰C den yüksek ısıtılmamışsa “Çiğ Beslenme” tarzına uygundur. Tercih sebepleri ise; işlenmemiş mümkün olduğunca doğal, taze ve organik, koruyucular, kimyasallar, GDO ve ışınlamaya maruz kalmamış olmasıdır.

Neden Çiğ Beslenme?

Çünkü yiyecekleri 42⁰C den fazla ısıtmak;

• Enzimleri öldürür. Enzimler yediklerimizi sindirmemize yardımcı olurlar. Vücudumuz enzimleri kendisi de yaratabilir fakat bu işlem oldukça fazla bir enerji gerektirir. Tam pişirilmiş yiyecekleri yedikten sonra yorgun ve ağırlaşmış hissetmemizin nedenlerinden biri de bu enerji kaybıdır. Bunun dışında; vücudumuzun kendi yarattığı enzimler hiçbir zaman yiyeceklerimizin içinde iken pişirilerek yok edilmiş olanlar kadar verimli değildir. Sonuç olarak, yiyeceklerimiz tam parçalanamaz, sindirilmesi zorlaşır, bağırsaklarımızda çürümeye başlar ve parazitler için yüksek bir yaşam ortamı oluşur. Ayrıca vücudumuzun enzim üretmek için sınırlı bir kapasitesi olduğu ve sınırlara yaklaşıldığında organlarımızın fonksiyonelliğinden ödün verildiği düşünüldüğünde yaşlanma sebeplerimizden biri daha ortaya çıkmış olur.

• Yiyeceklerimizin pH dengesini değiştirir ve onları daha asidik yapar. Vücudumuz alkali beslenmeye uygun yapıdadır ve asidize olmuş yiyecekler hastalıklar için tam bir zemin oluştururlar.

• Kolaylıkla absorbe edilebilecek mineralleri daha zor emilebilen inorganik minerallere dönüştürür. Kalsiyum gibi inorganik mineraller zor absorbe olur ve kalsiyum taşları oluşabilir. Organik mineraller ise kolaylıkla sindirilerek vücudumuzu alkalize ederler.

• Vitaminlerin çoğunu yok eder.

• Tam pişirilmiş yiyecek, ölü yiyecek ile eş anlamlıdır. Canlı yiyecekler enerji ve hayat doludur. Tam olgunlaşmamış bir meyve ya da sebzeyi dalından koparsanız bile canlıdır ve olgunlaşmaya devam eder. Pişirilmiş halleri ise kısa sürede bozulur ve yok olur.

ÇiĞ BESLENME iLE KiLO KONTROLÜ

Kilo verebilmek için limitlemeniz veya elimine etmeniz gereken besinler nişastalı karbonhidratlar olan patetes, pirinç, makarna, ekmek, mısr cipsleri, patates cipsleri, bira, vb. ile pişirilmiş yağlar, yüksek yağ oranlı etler ve pastörize süt ürünleridir.

Fazla yeme alışkanlığı ve kilo alımı demineralize besinler yenmesi ile oluşur. Yediğiniz bir yiyeceğin mineral oranı ne kadar yüksek ise fazla yemeniz de o kadar zorlaşır. Çiğ ya da ham yenilen besinler metabolizmaya güçlü bir sinyal göndererek fazla miktarda tüketimi engelleyebilirler. “Aliesthetic tad değişimi” olarak adlandırılan bu süreçte mineral oranı yüksek ham besinler ticari olarak yetiştirilmiş ürünler (havuç, çekirdeksiz meyveler, mısır şurubu ürünleri, patates ve fırınlanmış patates ürünleri, ekmek, makarna, bira, pirinçli ürünler v.b. ticari tahıllar) gibi alışkanlık da yapmayarak metabolizmayı gereken mineral ve vitaminlerin alındığı konusunda kolaylıkla bilgilendirirler.

Her zaman doğru olmasa da hipotiroid vakalarının aşırı kilo ile bağlantılı olabileceği söylenmektedir. Eğer böyle bir durumunuz var ise tiroidinizi hindistancevizi yağı, kelp, biberler ve narenciye gibi C vitamini zengini ürünler ile B vitamini ve enzim açısından güçlü raw sauerkraut (laktik asit ile fermente olmuş bir lahana turşusu) tarzı besinler ile güçlendirmeniz gerekmektedir.

Haber Revizyon 2014 ARALIK çiğ beslenme1

 

Haber Revizyon 2014 ARALIK çiğ beslenme2

 

Haber Revizyon Dergisi Aralık 2014