Siyasetçiler Kitlesel Hipnozu Nasıl Kullanıyor?

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki seçim kampanyalarında kullanılan hipnotik telkin yöntemlerini araştıran Hipnoz ve Bilinçaltı Değişim Uzmanı Mehmet Başkak, Haziran seçimleri öncesinde siyasi liderlerin bilinçaltı davranışlarını inceledi.

 

Ortaya ilginç bir siyasal iletişim analizi çıktı. Bazı liderler bilerek ya da bilmeyerek hipnozu en güçlü şekilde kullanırken bazıları da farkında olmadan tersine hipnoz yaparak partililerin bile tepkisini çekiyor.

 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
“Çekirdekten yetişme” bir siyasetçi olarak avantajlı olmasına rağmen, yıllar içerisinde imaj eğitimleri aldığı, imaj danışmanlarıyla çalıştığı bilinmektedir.

Bununla beraber diğerlerinden farklı olarak hitabetindeki hipnotik telkin değeri oldukça yüksek düzeydedir.

“PARALEL’İ BİLİNÇALTINDA ÖRGÜT YAPTI”

Bu, yatkınlıkla birlikte çalışılmış bir beceridir.

Konuşmalarıyla kavramların içini boşaltıp yeni anlamlar yüklenmesinde dahi ciddi bir etkiye sahiptir.

Örneğin, “paralel” kelimesi alalede bir kelimeyken, bugün toplumsal bilinçaltında örgüt kelimesiyle eşdeğer hale gelmiştir. Daha evvel “hizmet hareketi”, Fethullah Hoca Cemaati”, “Fetullahçılar” gibi isimlendirmelerin hepsini konuşmalarıyla demode kılmış ve paralel yapı” diye bir hareketin adını ve toplum nezdindeki algısını değiştirmede öncülük etmiştir.

Bu hipnotik telkin etkisinin de açık bir göstergesidir.

Başbakan Ahmet Davutoğlu

Hitabet gücü gelişmeye oldukça müsait olmakla beraber, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın söylemlerinden farklı bir söylem geliştirmedikçe toplum hafızasında hep Erdoğan’ın gerisinde olacaktır.

“EN BÜYÜK RAKİBİ ERDOĞAN”

Başbakan Davutoğlu, halkla daha samimi, güleryüzlü bir temas kurabilmekte ve hitabetindeki telkin değeri yabana atılmayacak düzeydedir.

Daha fazla halkın karşısına çıkmalı ve söylemini Erdoğan’ınkinden farklılaştırmalıdır.

Davutoğlu’nun en büyük rakibi bu anlamda muhalefet partileri değil, Erdoğan’dır.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu

İlk zamanlara göre epey ilerlemiş olmasına rağmen siyasal iletişim anlamında kendini pek geliştirdiği söylenemez.

Danışmanları tarafından hipnotiktelkin, kitleleri ikna anlamında tek kelime bile eğitim almadığı, almış olsa bile uygulayamadığı konuşmalarında anlaşılmaktadır.

“KİTLELERİ İKNA EĞİTİMİ ALMAMIŞ”

Noter tasdikli kampanya ilk etapta parlak bir fikir gibi görünse de bu toplumsal bilinçaltında ters bir mesaja dönüşmüştür: “Benim sözüm senettir.” duruşu bu halkı etkiler çünkü bilinçaltı buna göre kodlanmıştır ama noterden tasdikli senet sunarsanız bu “bana güvenmediğinizi biliyorum, bari notere güvenin” anlamına gelir.

Kitlesel bilinçaltı bunu reddeder.

MHP Lideri Devlet Bahçeli

Nasıl biliyorsa öyle devam ediyor izlenimi bırakmakta.

Hitabet ile bağırmak arasında geniş kitleye uygun argümanlar üretme potansiyeli CHP liderine göre çok fazla olmasına rağmen bunu değerlendiremiyor.

“HİTAP ETMİYOR BAĞIRIYOR”

Mesajları sadece kendi kitlesine yönelik ve diğer alanlar için oldukça zayıf bir etkiye sahip.

HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş

“Eş başkan” vasfı daha başlangıçta bir dezavantajdır. Liderlik tek kişilik bir kadrodur ve bu bir siyasi parti için de geçerlidir.

Bununla beraber özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimleri konuşmalarında, barışa yönelik söylemleri ve düzgün konuşmasıyla şaşırtıcı bir etki göstermiştir.

“ÖRGÜT ALGISINI SİLEMİYOR”

Fakat bu tür yapılarda hep olduğu üzere toplumun geniş kesimlerindeki örgüt algısı yüzünden asla bir kitle partisi olamayacak, etnik bir parti olarak devam edecektir.

 

MUHALEFET BİLİNÇALTI HATALARI

“Hipnotik telkinde esas olan, kitlenin hafızasını tazelemek, bol tekrarlar yapmaktır. Erdoğan “hem bizden önce bunlar yoktu, kızlarımız başörtüsüyle okullara alınmıyordu” şeklinde önceki durumu dile getirmekte hem de iktidarları döneminde yapılanları sürekli meydanlarda tekrar etmektedir. Bu konuda Bahçeli de Kılıçdaroğlu da pek bir şey söyleyememektedir. Ahmet Davutoğlu ise Erdoğan tarafından söylenenleri tekrar ediyor gibi görünmektedir.

Empati bir liderin kitlesine en çok hissetirmek zorunda olduğu özelliktir. Halk, liderin kendisini anladığını, kendisi gibi düşünebildiğini bilmek ister. AK Parti’ye kadar en güçlü muhafazakar partiler genellikle “İslam’ı dışlamayan” pasif bir tutum sergileyen Tayip Erdoğan hitabetlerinde “İslam’ı sahiplenen, yücelten” tavrıyla diğer liderlerden açık ara öne geçmektedir. “Kürt kimliğini reddetmeyen” değil, olduğu gibi kabul edip barışa doğru cesur adımlar atması ve bunu sürekli konuşmalarında işlemesi geniş kitlelerde bir “ortak değer, duygudaşlık” etkisi sağlamaktadır.

Kılıçdaroğlu, halkın İslam hassasiyeti noktasında tutarsız bir seyir sergilemiştir ve bu konudaki söylemleri netlikten yoksundur ve geniş kitlelere etki etmesi bu durumda çok zordur. Bahçeli, İslam noktasında tavır, tutum ve konuşmalarında sınıfı geçerken “Kürt kimliğinin kabulü ve barış” konusundaki sert tutumuyla Kılıçdaroğlu gibi ancak kendi partililrine hitap etmektedir.

Demirtaş ise zaten etnik bir çizgiyi temsil etmeye çalışmaktadır.

Lider; istemeyi bilen adamdır, net ve açıktır. Tayyip Erdoğan, bazen sert bazen yumuşak bir tutumla toplumu talimatlandırmaktadır.” “Sigarayı bırakın”, “ülkenin geleceği için en az üç çocuk yapın” ya da “Sizden 400 sandalye istiyorum” gibi… Ne Kılıçdaroğlu ne Bahçeli ne de diğerleri “sizden şunu istiyorum diyememektedir. Erdoğan net sandalye sayısı verirken, diğerleri iktidara gelirsek..” muğlaklığındadır.
Ortak bir vizyon algısı 2023 hedefi, terörü bitirmek ve barış, İslami değerleri sahiplenme, çılgın projeler, şehirlerin meydanlarında halkın ayağına kadar gitmek, yerine göre mağdur havasında halka şikayet etmek, yerine göre halkın hassasiyetleri yönünde öfkeyle kızmak…

Bunlar Erdoğan’ın hitabetindeki telkin değerini yükselten unsurlar.

Yani kişisel durumlarını bile halkın hassasiyetleri üzerinden anlatıp rakiplerine bunlarla saldırırken Kılıçdaroğlu ve Bahçeli, mücadelelerini Erdoğan’ın şahsını hedef alırken koskoca bir parti mücadelesini kişiselleştiren bir söylem hatasına düşmektedir.

Bu ise kitle bilinçaltında ciddi bir güvensizlik unsurdur.

 

KARARSIZ SEÇMEN ÜZERİNDE ETKİLİ

Milletvekili adaylarına seçim kampanyalarında hipnotik telkin içerikli hitabet eğitimi de veren Hipnoz Uzmanı Başkak, seçime hazırlanan siyasilere şu önemli tavsiyelerde bulunuyor:

“Yıllardır hipnoz biliminin sağlık alanı dışında birçok alanda ve siyasal iletişim alanında da kullanıldığını anlatmaya çalışıyorum.

Amerika Birleşik Devletleri’ deki seçim kampanyalarında liderlere hipnotik telkin içerikli hitabet eğitimi verilmekte ve konuşma metinleri buna göre hazırlanmaktadır.

Bizde imaj oluşturmaya ve pazarlamaya dönük seçim kampanyaları Turgut Özal ile başlamış, günümüzde ise seçim kampanyaları bir satış ve pazarlama panayırı şeklinde kitlelerin oy davranışımı manupüle etmeye çalışmaktadır.

Seçim kampanyası ne kadar başarılı olursa olsun, ülkemiz gibi toplumlarda liderin kişisel özellikleri ve kullandığı dil büyük ölçüde belirleyici bir role sahip olmaktadır.

Pazarlama ve satışın bütün imkanlarının kullanıldığı bir seçim kampanyasının ne ölçüde işe yarayacağı bile, liderin siyasal iletişimde sergilediği tutum, kullandığı retorik ve hitabet dili ile belirlenmektedir.

 

NEYİ NASIL SÖYLEYECEKLERİNİ BİLMİYORLAR

Bu anlamda siyaset meydanlarına bakıldığında halkın karşısına çıkan siyasi liderlerimizin büyük bir kısmının hala hipnotik telkin ve hitabet imkanlarından habersiz oldukları gözlenmektedir. Liderlerimizin çoğu neyi nasıl söyleyeceklerini bilmemekte ve halka iletmek istedikleri mesajları zayıf bir içerik ve üslupla dillendirmektedir. Siyasal İletişim ve Kitle Hipnozu bağlamında Türk siyasi hayatındaki siyasi figürlerin hali hazırdaki durumu şöyle özetlenebilir:

Gittikçe bireyselleşen toplumlarda kararsız seçmen sayısı artmakta ve grup bağlarının zayıflamasıyla da yapılan seçim kampanyaları ve liderin kullandığı dilin etkileyiciliği büyük önem kazanmaktadır. Liderin bir otorite ve güç unsuru olarak algılanması, halkla kurduğu duygudaşlık, tutkulu ve ortak değerler çerçevesinde ortak vizyondan bahseden bir siyasal dil oluşturmak ve bunları sağlamak hipnoz biliminin imkanlarıyla çok daha kolaylaşmaktadır, özellikle kıyıda köşede dağılma durumundaki kararsız oyları etkilemekte ve bir tarafa dönüştürebilmektedir.

Bu arada, Türkiye’de yeterince bilinmeyen hipnoz, dünyada bilimden savaşa, siyasetten sanata, psikolojiye kadar birçok alanda 200 yılı aşkın bir süredir kullanılıyor.

Haber Revizyon 2015 Haziran26

 

Haber Revizyon 2015 Haziran27

 

Haber Revizyon 2015 Haziran28

 

HABER REVİZYON DERGİSİ HAZİRAN 2015