Vegan Nedir?
Hayvan ürünlerini, hayvan yan ürünlerini veya hayvanlar üzerinde test edilmiş ürünleri kullanmayan kişilere vegan denir.
Vegan terimi, 1944’te Londra’da İngiltere’de hala kalabalık olan, Vegan Society’yi oluşturan yedi vejetaryen tarafından türetildi.
Vegan kelimesini oluşturmak için “vegetarian” kelimesinin ilk üç ve son iki harflerini kullanmışlardır.
Neden Vegan?
Vegan olmak için birçok değişik neden olmakla birlikte üç yaygın olan nedeni vardır.
Birincisi hayvanlar ilgili: Çoğu insan vejetaryen olur çünkü hayvan öldürmek istemez. Bununla birlikte, bugünün toplumunda, hayvanların yiyecek olmak için yetiştirilmesi insanlık dışı olduğu için, çoğu insan vegan olmuştur ve hayvan ürünlerinden tamamen uzaklaşmıştır.
İkinci neden sağlıkla ilgili: Şimdi biliyoruz ki et yemenin ve süt ürünlerinin tüketiminin insanların sağlığı üzerinde felaket getiren etkileri vardır. Son olarak, çevresel kaygılarımız var: Endişeli Bilimciler Birliği tarafından yapılan son bir çalışma, kirliliğin otomotiv sanayinden sonra ikinci büyük nedeninin et endüstrisi olduğu sonucuna varmışlardır.
Hayvanlar
Bazı insanlar bugünün mezbahalarında neyin ortaya çıktığının farkındayken, çok azı süt ve yumurta endüstrilerinin doğasından haberdardır.
Yumurta üretimi için kullanılan seri tavuklar belki de bütün çiftlik hayvanları arasında en kötü muamele görenidir. Bütün yaşamları küçücük ve aynı zamanda da kanatlarını rahatça açamadıkları kafeslerde üretilmektedir.
Dört kat yükseğe yığılmış kafeslerin, tel ağ zeminleri vardır. Pençelerini aşındırmak için katı zemin gereken, tavukların ayakları çoğu kez kalıcı bir şekilde yerlere bağlı hale gelmiştir.
Tavukların son ayak parmaklarının ampütasyonları bu problemi çözmektedir.
Yumurta üreticileri, tavukların altçenelerinin büyük bir porsiyonunu kırarak veya kızartarak kümeslere verilen ışığı azaltma işinin strese neden olan şiddet yüzünden ıstırap çeken kuşlar tarafından verilen zararı azaltacağını öğrenmişlerdir.
Hatta bu metotları atlatanlar sadece bir-bir buçuk yıl daha yaşayabilmektedirler.
Yumurta çiftçileri hastalık salgınını azaltmak için kuşların yiyeceğine düzenli olarak antibiyotik katmaktadırlar.
Yine de, salmonellosis ve leukosis sürülerde aşırı şekilde yaygındır.
Süt inekleri de ayrıca üretim masraflarını düşürmek için hayvanlara kurban edilmektedirler.
Süthane çiftçilerinin, eczacılık endüstrisinin gelişmesiyle şimdi sağlık problemlerinin bir çeşidine bağlı genetik olarak planlanıp düzenlenmiş rBGH’yi içeren büyüme hormonları ve ilaçlarından yararlanma seçeneğine sahip.
Süthane ineklerinin sürekli bir şekilde artan sayısının tamamı ve kısaltılmış yaşamları hapsedilerek korunmaktadır.
Beton bölmelerde yaşamak zorunda olmayanlar hala hemen hemen sabit gebeliğe (sürekli emzirme gerekliliği) dayanmak ve yapay döllenmeden gebe kalınmış buzağılardan acil ayrılmak zorundadırlar.
Buzağılar, özellikle erkekse, genellikle dana eti endüstrisine satılırlar ve kesimden önce on altı hafta bağlı kalmaktadırlar.
Süt endüstrisinde altı, yedi yıla kadar çoğu inek düşük derecede sığır eti için satılmakta ve harcanmaktadır…
Sağlık
Ziraat endüstrisi göz önünde tutulursa, hayvan kullanımından çok fazla sağlığa yarar sağlayan yiyecek olduğunu bilmek bizi rahatlatıyor. Artan sayıdaki çalışmalar gösteriyor ki, insanın beslenme ile ilgili ihtiyaçları vegan yiyecekleriyle tam bir uyuşma içindedir.
Cornell Üniversitesinde beslenme ile ilgili bir biyo-kimyacı olan Dr. T. Colin Campbell, şimdiye kadar en derin beslenme ile ilgili olan kendi türünün epidemiolojik çalışmalarının en büyüğünü gözleyip incelemiştir. Yedi senenin üzerinde bir dönem 6,500 Çinli gönüllünün yemek alışkanlıklarının üzerinde yapılan dar bir gözlem onu şöyle neticelendirmeye götürmüştür, “Bizler esasen vejetaryen bir türüz ve geniş bir çeşitlilikteki bitki yiyeceklerini yiyor ve hayvan yiyeceklerini kullanmayı olabildiğince azaltıyor olmalıyız. “ Daha sonra şöyle belirtiyor, “Gelecek on yılda, duyduğunuzda zıplayacağınız şeylerden biri de hayvan proteininin en zehirli besinlerden biri olduğudur.
Gerçekten de, bu çalışmada hayvan ürünlerinin tüketimi ile kalp hastalığı, göğüs ve ciğer kanserleri gibi yaşamı tehdit edici hastalıklar arasında doğrudan bir bağlantı bulunmuştur. İnsan tüketiciler için sağlık riski sadece hayvan ürünlerinde yoktur. Bunlar bitkisel kaynaklardan kolaylıkla elde edilebilecek besleyici olan hiçbir şey bize sunmamıştır. Protein, demir, kalsiyum ve bütün vitamin gereksinimleri kolayca sadece yiyeceklerden ve bazı vitamin haplarından elde edilebilecektir.
B-12 Vitamini istisna olarak hububat, fasulye, sebze, kabuklu yemiş ve meyvelerden elde edilebilir. Çoğu insan vegan diyetini standart diyetlere benzettiği zaman “Yeterince alacak mıyım?” sorusunu sorarken, “Çok daha fazla alıyor muydum?” sorusunu sormak daha çok önemlidir. Asıl büyük kaygı, kansere ve kalp hastalıklarının bağlı olduğu yağ ve kolesteroldür. Hem et hem de sütün doymuş yağ ve kolesterol oranı yüksektir. Vegan diyetinde, diğer taraftan, doymuş yağ oranı düşüktür fakat polyun doymuş yağ oranı fazladır.
Bundan başka, bitkiler neredeyse hiç kolesterol içermemektedir. Ayrıca, vegan yiyeceğinin yağ oranı doyurucu bir şekilde her şeyi yiyen birinden düşük iken, eşit olarak faydalı olan şey düşük protein alımıdır.
Artan hayvan proteini osteoporoz, böbrek hastalığı ve hatta kansere neden olmaktadır.
Çevre
27 Nisan, 1999’da, San Francisco Chronicle’ın ön sayfasındaki bir makalede, Endişeli Bilimciler Birliği et endüstrisinin çevresel etkilerini tartıştı. Çevre için en zararlı etkinliklerin ve ürünlerin listelendiği bir çalışmada et endüstrisi sadece otomobilden sonra ikinci sıradadır.
“Sığır etinin endüstriyel üretimi, kümes hayvanları ve domuz eti su yollarını ve havayı kirletmekte, toprağı zehirlemekte ve değerli kaynakları tüketmektedir, diyor Massachusetts çevreci grubunun başkan yardımcısı olan Warren Leon. Araba ve kamyonların imalatı ve kullanımı listenin en üstündedir. Bu bizim beklediğimiz şeydi” dedi Leon.
Fakat Leon araştırmacıların et üretiminin çevresel yıkım açısından araçlara göre ikinci sırada gösterilmesinden şaşırdıklarını söylediler.
Bizler et üretiminin bazı türde etkileri olduğunu biliyorduk fakat o kadar da kayda değer bulmamıştık.
Su kirliliği açısından, diyor Leon, sığır etinin makarna yapımında harcanandan 17 kat daha zarar vericidir.
Bu sığır yeminin çoğaltılması için gereken elektrik enerjisinin miktarı, yakıt, gübre ve böcek ilaçları kadar gübreden kaynaklanan su kirliliğinden de kaynaklıdır.
Doğanın suyollarının gübre kullanımından kaynaklanan kirliliği aşırı derecede önemli ve ciddidir. Ülkede her bir aile için yirmi tonluk çiftlik hayvanı gübresi üretiliyor.
İnsan artıklarının yok edilmesini idare eden katı kurallarımız var, fakat bu düzenlemeler gevşek ve zayıftır, bu hayvan artıkları için geçerli değildir.
Bu makale çoktan beridir bildiğimiz şeyleri doğruluyor. Amerika’da ve diğer ülkelerde, hayvan ziraatının etkisi çevreye çok büyük zararlar vermiştir. Amerika’daki otlaklar ve mezbahalar nehirlerin ve derelerin tek büyük kirleticileridirler. Bundan başka, hayvan yemi olarak kullanılan mahsuller insan tüketimi için üretildiklerinde cömert bir şekilde kimyasal böcek ilaçları ve herbisitlerin kullanımıyla sonuçlanan aynı standartları karşılamayı gerektirmeyecektir.
Bu kimyasallar tüketiciye sütten, yumurtadan ve etten geçmektedir. Bir devlet dairesi olan Hayvan Zarar İdaresi, şiddetli bir şekilde kurtlar gibi doğal türlerin yeniden ortaya çıkmasını engelleyen sığır ve koyun çiftçilerinin bütün emirleriyle kır kurdundan kargaya kadar her yıl milyonlarca yerli hayvan öldürülüyor. Suyun aşırı kullanımından toprak erozyonu ve ormansızlaşmaya, yediğimiz şeylerin yeniden incelenmesi gereklidir.
Vegan Olmak Sağlıklı Mıdır?
Veganlar daha az yağ yemektedirler ve kolesterol oranları daha azdır.
En önemlisi, bitki temelli yiyecek Dünya Sağlık Organizasyonu tarafından tavsiye edilen oranlarla çakışan yeterince proteini sağlamaktadır.
Bütün beslenme ile ilgili ihtiyaçlar karşılanır ve çoğu problem et yemekle ilişki içindedir.
Et ve süt tüketimi kalp hastalıklarına ve bazı türde kanserlere neden olmaktadır. Ayrıca, fazla protein ve kalsiyum tüketimi kalp problemlerine neden olabilmektedir.
Protein ve Kalsiyum
Vegan yiyeceği Dünya Sağlık Organizasyonunun önerileriyle çakışan yeterli miktardaki proteini karşılamaktadır.
Eğer hububat, baklagiller, kabuklu yemiş ve tohumu içeren bir çeşit bitkisel yiyecek yerseniz, protein ihtiyaçlarınız karşılanacaktır.
Soya proteini hayvan proteinin karşıtı olarak düşünülmüştür.
Ayrıca, fazla protein sağlık problemlerine de neden olabilir.
Kalp hastalıkları, kadınlarda göğüs kanseri ve böbrek hastalıkları ile ilgisi vardır.
Fazla proteinin ve böbrekten kalsiyum çıkarmanın etkileri olabilir, ve osteoporozda bir faktör olabilir.
Aşırı hayvan proteininde aslında böbreklerden salgılanan kalsiyumun etkileri vardır.
Çalışmalar süt endüstrisinin ostreopoz üzerinde küçük bir etkisi olduğunu göstermektedir.
Aslında, fazla süt tüketmeyen ülkelerin
Amerika gibi büyük süt tüketicisi ülkelerden daha düşük oranda ostropozları vardır.
Kalsiyumun vegan kaynakları brokoli, hardal, şalgam, kara lahana ve ıspanak gibi koyu yeşil sebzeleri içermektedir.
Fırında fasulye, ve kabuklu yemiş gibi baklagiller de aynı zamanda mükemmel kaynaklardır.
HABER REVİZYON DERGİSİ AĞUSTOS 2014