Çok bilinen bir fıkradır ama bir kez daha hatırlatmanın tam zamanı. Torun dedesine sormuş;
-Dede.
-Efendim.
-Sen evlenirken nenemden elektrik aldın mı ?
-Yok bizim zamanımızda elektrik yoktu.
-Nasıl.
-Gaz lambası vardı, gaza geldim evlendim…
Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek önümüzdeki yılın bütçesini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmalar hususunda bütçe sunumu yaptı.
Çeşitli gazetelerde bu sunum üzerine yapılan yorumları incelerken, çalışmaları halen süren yeni Gelir Vergisi Kanunu hususunda bilgiler olduğunu gördüm. Bakan Şimşek, Yeni Gelir Vergisi Kanun Tasarısı yasalaştığında 3 çocuklu asgari ücretlide gelir vergisi yükünü sıfıra çekeceklerini açıklamıştı.
Bunu duyduğum zaman yukarıdaki fıkra geldi aklıma. Yöneticilerimiz ısrarla üç çocuk hatta üçte yetmez beş tane gibisinden yedi kocalı Hürmüz şarkısından alıntı söylemler yapmaya devam etmekte.
Gelir vergisi kanunu tasarısına kadar giren bu düşünce karşısında vatandaşımızın “helal olsun vergide almayacaklar, neden çocuk yapmayalım” gibi şeyler düşündüklerini tahmin edebiliriz. Ancak Dimyat’ a pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım. Fıkrada olduğu gibi gaza gelip, vergi muafiyeti var deyip çocuklarımız ile sersefil ortada kalmayalım. Vatandaşımıza söylemeye gerek yok, yöneticilerimiz kaşık ile verirken kepçe ile geri alabilme yeteneğine sahip. Aradaki farkı da nereden bulabileceğinize pek bakmıyorlar.
Türkiye Kamu-Sen, 2014 Ocak ayında dört kişilik ailenin asgari geçim sınırı ile ilgili yaptığı açıklamada bu tutarın 3 bin 814 lira 71 kuruşa yükseldiğini bildirdi. Bunun yanında aynı kurum Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamı da 2014 yılı Ocak ayında bin 497 lira 66 kuruş olarak tahmin edildi. 4 kişilik bir ailenin sağlık kuruluşlarının belirlediği gibi sağlıklı bir biçimde beslenebilmesi için gerekli harcamanın Ocak 2014 verilerine göre günlük 30 lira 402 kuruş olduğu belirlendi. Ailenin yalnızca aylık gıda harcaması toplamı ise 912 lira 6 kuruş olarak tespit edildi. Verdiğim bu rakamlar Ocak ayında belirlenen rakamlar, o günden bu güne kadar gerileme olduğunu zannetmiyorum.
Kısaca asgari ücretle çalışan bir kişi eşi ve iki çocuğu ile bile doğru dürüst geçinemezken muafiyet ve benzerleriyle gaza gelip aileye beşinci üyeyi katmasın. Yoksa zavallı çocuk değil eğitim almak, karnını bile doyurmakta güçlük çekecektir.
Eğer bu politika böyle devam ederse, karnını doyurabilmek için okul yerine sanayi sitelerinde çırak olarak çalışmak zorunda olan bir sürü çocuğumuz olacak.
Zorlukla geçinen ailelere bakabilecekleri (hatta düzgün eğitebilecekleri) kadar çocuk yapmaları yönünde bir teşvik hazırlanması gerekir.
Aile planlaması düzgün bir toplum yetiştirmenin temellerini oluşturmaktadır. Böyle bir konuya kör bir bakış açısıyla yön vermek için vergi kanunlarını bile kullanmak gelecekte hepimiz için büyük problemler yaratacaktır.
Bir şeyler elde etmek için çoğalmanın faydasına inananlar, zaman içinde çoğalmalarına sebep oldukları ve eğitemedikleri bilinçsiz kalabalıklar tarafından yok edilirler.
Tarihte bunun birçok örneği vardır.
Amaç vatandaşın yaşamına bir katkı sağlamak ise öncelikle kaç çocuğu olacağı, nasıl yaşayacağı gibi konulara karışılmaması gerekir.
Bu konuları toplumla uğraşan uzmanlara bırakınız. Vatandaşa muafiyet vereceğiz deyip dolaylı vergiler üzerinden ile aldatmakta hoş değildir.
Bunu nereden çıkarıyorsunuz derseniz Sayın Bakanımızın yapmış olduğu sunum ileride ne olacağını bize anlattı. Sunumda bahsedilen bütçenin ‘sağlam gelir kaynaklarına dayandığını’ belirten Sayın Mehmet Şimşek’in bahsettiği sağlam gelir kaynağı ise yurttaştan toplanan vergiler ve cezalardır.
2014 yılı merkezi yönetim gelirlerine işaret eden Maliye Bakanımız, “Bütçe gelirlerinin 403.2 milyar TL, vergi gelirlerinin 348.4 milyar TL, vergi dışı gelirlerin 54.8 milyar TL olarak gerçekleşmesini bekliyoruz” dedi. Açıklanan rakamlara göre sadece ÖTV’den 90 milyar gelir bekleniyor. Buradan da anlaşılacağı üzere yöneticilerimiz ileride yine ‘vergi’ diyecek ve elini vatandaşın cebine atacak.
Ama öncesinde asgari ücretli için eğer üç çocuğu var ise vergileri sıfıra indirmek için çalışmalar yapıyoruz türünde boş söylemler yapıyorlar. Asgari ücretliye katkı sağlanmak isteniyor ise bazı dolaylı vergilerde birkaç puan indirime gitmeleri daha uygun olacaktır.
Bu tip çalışmalar ile ne üçüncü çocuk uyur ne de geçim derdine düşmüş asgari ücretli. Bu arada bu tip çalışmalara alkış tutan menfaat odaklarına çok kulak vermeyelim, onlar rüzgar nerden eserse o tarafa dönecektir. Tuttukları alkışlardan yapılanların mükemmel olduğunu düşünmeyin.
HABER REVİZYON DERGİSİ TEMMUZ 2014