Gerizim Dağı
Samari İbranicesinde; Ar Gerizim
Arapçada; Cabal Carizim
Tiveriya İbranicesinde;
Har Gerizim…
Nablus Neresidir?
Nablus, Batı Şeria Filistin Otoritesinin idaresinde olan 105.000 nüfuslu büyük bir şehirdir. Şehir nüfusunun büyük bir kısmını Müslüman Arapların oluşturduğu şehirde Hıristiyanlar ve küçük bir topluluk halinde de Samaritler yaşamaktadır.
Nablus’ta bulunan iki dağdan biridir. Nablus (Şehem) şehri binlerce yıl çeşitli dinler için büyük kutsiyete sahip bir bölge olmuştur. Şehrin güneyinde Gerizim Dağı, kuzeyinde ise Ebal Dağı bulunur. Gerizim dağı deniz seviyesinden 881 metre yüksekte bulunur.
Şomroniler, Tevrat’a (Tora) göre Mısırdan çıkıp Kenaan topraklarına ilk girildiğinde İsrailoğulları’nın, iki ayrı gruba ayrılarak Gerizim Dağı ve Ebal dağında dualarla bunu kutladıklarına inanmaktadırlar. Şomroniler soylarını, kadim zamanlardan beri tuttukları soy kütükleri aracılığıyla, Hz Musa’nın kardeşi Harun (Aharon) ve Yusuf ‘un (Yosef) oğullarına dayandırmaktadırlar.
Şomroniler, Babil İmparatoru Nebukadnezar tarafından sürgün edilmemişlerdir. Kadim zamanlardan beri etraflarında yaşayan hiç bir halkla karışmadan Hz Musa’nın kadim öğretilerini ilk günkü gibi muhafaza etmişlerdir.
Gerizim Dağı tarihin gizemli sayfaları arasında kaybolmuş veya kaybolmaya zorlanan kadim bir mezhep ve mübarek bir soya ev sahipliği yapan kutsal bir dağdır. Bu halka Samari, Şomronim veya Şamerim denilmektedir. Dünyada bu kadim mezhebe mensup sadece 750-800 kişi vardır. Gerizim Dağına yakın Kiryat Luza köyünde yaşamaktadırlar. Şomronilere göre Gerizim Dağı İbrahim Babamızın (Avraham Avinu) oğlu İshak Babamızı (Yitzhak Avinu), İsmi Mübarek Olana kurban olarak sunduğu yerdir. Bu nedenle Şomronilere göre Kudüs’teki (Yeruşalayim) Tapınak Dağı’ndan daha önemli görülmektedir.
Şomroniler, Pesah Bayramında kadim zamanlardan beri Adı Mübarek Olana Gerizim Dağında Kurban sunma vecibesini yerine getirmektedirler.
Şomronim-Şamerim kelime anlamı itibar iyle “Kanunun Bekçileri” manasına gelmektedir.
Babil Sürgünü’nün yaratmış olduğu dini ve siyasi boşluktan dolayı sürgünde Hz. Musa’nın Tora (Tevrat)’ından çeşitli sözlü külliyat yazılması suretiyle sapmalar olmuş ve yazılı Tora (Tevrat) ve kendi içinde de zıtlaşan bir sözlü külliyat icat edilmiştir.
Bu tarihi fenomen – zaman içinde Şamerilerle, sözlü ayrıksı geleneğin öncü otoriteleri olan Rabbanlar arasında ciddi sürtüşmelere neden olmuştur. Şomroniler hala dini ve toplumsal olarak Kohen ve Levi (Kahinler) Ailelerinin liderliğinde hayatlarına devam etmektedirler.
Hz. Musa’nın öğretilerini Sinay dağındaki şekliyle bire bir uygulayan Şomronilerin ibadetleri Musevilik sonrası dinler olan Süryani Hıristiyanlığı ve İslam’ın ibadet şekilleriyle çok büyük oranda benzerlikler taşımaktadır.
Şomroniler dünya üzerinde Asli İbrani Alfabesini kullanan tek halktır. Şu anda dünya üzerinde İbrani Alfabesi olarak bilinen alfabe ise Nebukadnesar’ın Babile sürgün ettiği İsrailoğullarının sonradan benimsedikleri Babil Alfabesinden başka bir şey değildir.
Bu kadim öğretilerine bağlı bir grup idealist Şomronim Bilgeleri, kutsal topraklardan çıkarak Hazar Diyarı, Kafkasya, Kırım ve Deşti Kıpçak bölgelerine giderek o bölgelere yerleşmiş ve bölgelerdeki yerel halklar arasında tek Tanrıcılığın temellerini atmışlardır.
HABER REVİZYON DERGİSİ MAYIS 2013