Başbakan Sözünü Tuttu

Türkiye son 10 yılda bambaşka bir ülke haline geldi. Her ülkede olduğu gibi gelişime ve değişime açık birçok sosyal, siyasi ve hukuksal alan ve yeni ihtiyaçlar halen olsa da ve bu ihtiyaçları karşılamak amacıyla verilen hizmet kimini memnun edip kimini etmese de siyasi istikrar sağlamış ve dünyada belirli ölçülerde kritik roller üstlenmeyi başarmış bir ülke haline geldi Türkiye.

İlk olarak 2002’de hükümetin başına geçen AK Parti, büyük bir oy üstünlüğüyle yine tek parti olarak üst üste ikinci kez hükümet kurma yetkisini halktan aldığında, Türkiye’nin uzun zamandır alışık olmadığı siyasi istikrara ve her zamankinden daha büyük bir değişim ve gelişim hızına kavuştu. Ülke adeta vites değiştirdi ve hayatın her alanında gözle görülür farklılıklar ortaya çıktı.

Önceki koalisyon hükümetlerinden elle tutulur hizmet ve uluslar arası saygınlık getirecek herhangi bir dişe dokunur çalışma göremeyen halkın büyük çoğunluğu, bu hükümetle gelen hizmetlerin sonunda doğru karar verdiğini düşündü. AK Partiye oy verenler mutluydu. Öte yandan diğer partilere oy verenler “Cumhuriyet ve laiklik elden gidiyor, şeriat getirecek bunlar, kendi ceplerini doldurup kendi kadrolarını getiriyorlar, ülkeyi satıyorlar” gibi söylemlerini sürdürürken bir kısım halk da “Yiğidi öldür hakkını yeme. Adamlar iyi ekiple, iyi planlamayla, yapıyor. İyi iş çıkarıyorlar” demeye başladı.

Peki, son on yılda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki AK Parti ülkemizde vatandaşın hayatını kolaylaştıran ve ihtiyaçlarına çözüm bulan ne gibi çalışmalar oldu?

SAĞLIKLI TOPLUM, SAĞLIKLI GELECEK

Her bir vatandaşa verilen T.C. kimlik numarası, en başta sağlık hizmetlerinde kolaylık sağladı. Bugün herkes, bütün devlet hastaneleri ve sağlık ocaklarında herhangi bir sosyal güvenlik belgesi olmaksızın T.C. kimlik numaralarıyla hizmet alabiliyor. Hiçbir sosyal güvencesi olmayan “yeşil kart” sahiplerine bütün sağlık hizmetleri ücretsiz veriliyor.
Aile hekimliği ise son on yılda hayata geçirilen bir başka uygulama. E-devlet aracılığıyla her vatandaşın bağlı bulunduğu ilçenin sağlık ocağında görevli bir aile hekimi var.

İlaç temini ise hastaların en büyük sıkıntılarından biriydi. Hastalar artık e-eczane uygulaması sayesinde hastanelerdeki ilaç kuyruğu yerine diledikleri eczaneden ilaçlarını alabiliyorlar.

Sağlık ocakları sayısı ise bin 572’den 5 bin 268’e yükseldi; böylece hastaneye sevkler yüzde 90 azalmış oldu.
18 yaşından küçük çocuklar, anne veya babasının sigortalı olup olmadığına bakılmaksızın sağlık hizmetlerinden koşulsuz yararlanabiliyor.

Hastanelerde bir ultrason için eskiden 3 ay sonrasına randevu alınabiliyordu. Şimdi hem randevu sistemi hem de hastanelerdeki ekipman ve sağlık görevlisi sayısının artmasıyla bu tür hizmetlerin alımı hızlandı. Yatan hastalar için koğuş sisteminden oda sistemine geçildi.

Dumansız hava sahası uygulamasıyla kapalı alanlarda sigara ve benzeri ürünlerin içiminin önüne geçildi.

EĞİTİMSİZ TOPLUM MEDENİYETİ HAZMEDEMEZ

AK Parti, 2002’de 7,5 milyar TL olan Milli Eğitim Bakanlığı bütçesini, 2011’de 34 milyar TL’ye çıkardı. Ülkedeki toplam dersliğin yüzde 35’i son 10 yılda yapıldı.

2004 yılında yenilenen öğretim programıyla eğitim ve öğretime yeni bir bakış açısı geldi. Yapılandırmacı yaklaşımın temel alındığı bu programda öğretmen merkezli eğitimden uzaklaşılıp, öğrenciyi ve öğrenmeyi odağına alan bir öğrenme ortamı hedeflendi. Programın etkili ve verimli uygulanabilmesi için öğretmenlere ve yöneticilere devlet ve sivil toplum kuruluşları tarafından önemli eğitimler verildi. Hizmet içi eğitimlerin niceliği değil niteliği sorgulandı ve bu alanda da önemli gelişmeler kaydedildi.

Fatih Projesi de AK Parti döneminde oluşturulan başka bir proje. Eğitimde teknolojiyi etkin bir şekilde kullanmak amacıyla önce okulların tamamına internet erişimi sağlandı. Ardından akıllı tahtalar birçok okulun kullanımına sunuldu ve her öğrenciye tablet gibi öncü uygulamalar için pilot ve diğer altyapı çalışmaları devam ediyor. Henüz bilgisayarla tanışmamış öğretmenlerin olduğu günümüzde tüm eğitimcilerin bu eğitim araçlarını kullanabilmeleri ve bu araçlar üzerinden kendi ders malzemelerini üretmeleri zaman alacak olsa da sistemin gelişi klasik eğitim anlayışını benimsemiş öğretmenlerin de kişisel ve mesleki gelişimin zorunlu olduğunu hissetmesi ve çağa ayak uydurması önemli. Geçmişte okullarda yıllarca kullanılmadan hurdaya dönen bilgisayarlar, tepegözler ve projeksiyon aletleri vardı. Şimdi öğretmenler internet üzerinden e-seminerler alıyorlar.

Velilerin sene başı kaygısı olan ders kitapları, ilk ve ortaöğretimde ücretsiz hale geldi. Ekonomik güçlüğü olan ailelerin çocuklarına verilen burs miktarlarında ciddi oranda iyileştirmeler yapıldı. 2002’de 12 TL olan burs miktarı 2011’de 177 TL’ye çıktı.

2002’de 40 ilde üniversite vardı. Şimdi 81 ilin tamamında üniversite var. Burslarda, yurt sayısında ve bu yurtlarda verilen hizmetlerin kalitesinde önemli yükseliş oldu.

Öğretmenlerin atanma, eş durumu gibi sorunları uzun bir dönem beklenen çözümün uzağında kaldı ancak öğretmenler bu konuda kendileri gibi eğitimci olan Bakan Nabi Avcı’dan umutlu. Halihazırda Bakanlıkta 705 bin civarında öğretmen görev yapıyor.

Özellikle kız çocuklarının okullaşmasıyla ilgili yapılan Haydi Kızlar Okula, Baba Beni Okula Gönder gibi kampanyalar sonucunda okula gidemeyen 350 bin kız çocuğu okulla tanıştı.

Bu ay 1. Yılını dolduracak olan 4+4+4 uygulaması çok tartışıldı. Uyum sürecinde yaşanan zorluklar olmasına rağmen program içerikleri ve fiziksel koşullar daha uygun hale getirildiğinde verimli sonuçlar alınacaktır.

E-DEVLET KOLAYLIĞI

Teknoloji devletin her kurumunda kullanılmaya başlandı ve vatandaşlar e-devlet uygulaması sayesinde saatlerce sıra beklemiyor artık. Bütün kamu hizmetleri tek elden sunulurken zaman ve ekonomiden tasarruf ediliyor. E-devlet üzerinden günde 2,5 milyondan fazla işlem gerçekleştiriliyor.

KADIN, ERKEK, ÇOCUK… AİLE VE AİLENİN GELECEĞİ

2011 yılında Cumhuriyet tarihinin ilk Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kuruldu. İlk Bakan Fatma Şahin liderliğinde ülkenin en hassas ve önemli alanlarında önemli gelişmeler kaydedildi.
Kadın hakları, kadın girişimciliği gibi konuların yanında, aile gibi gelişmişlik düzeyi yüksek ülkelerde kaybolmaya yüz tuttuğu için önemine yönelik özel çalışmaların yapıldığı bir alanda da birçok çalışma yapıldı.

Evlilik öncesi, sırası ve sonrasına yönelik bilinçlendirme ve destek çalışmaları başlatıldı. Kadınların istihdama katılması ve erkeklerle eşit hak ve koşullarda çalışmaları için iş dünyasının önde gelen kuruluşlarıyla yapılan işbirlikleriyle kadınların çalışma hayatında daha çok yer alması için girişimlerde bulunuldu. Çalışan annelerin çocukları için işyerlerinde kreş ve bakımevleri oluşturulması konusunda önemli adımlar atıldı.

Yaşlı ve engellilerin hakları ve ulaştırılan hizmetler konusunda yeni yasalar yapıldı. Engelli çocuk ve yetişkinlerin ihtiyaçları doğrultusunda barınma, bakım, eğitim ve rehabilitasyonları ile toplum içinde görünür olmaları konularında yapılan çalışmalar da bu grupta yer alan kişileri ve ailelerini rahat ettirdi.

Koruyucu Aile ve Evlat Edinme konularında toplumsal bilinçlendirme ve teşvik için oluşturulan projeler il ve ilçelerdeki bağlı müdürlükler ve gönüllülerin de katkısıyla duyarlılığı ve farkındalığı artırdı.

Kadına yönelik şiddete sıfır tolerans ile toplumda duyarlılık ve bilinç oluşturuldu. Önleyici, koruyucu hizmetler artırıldı. Kadın ve erkek sığınma ve işleyişiyle ilgili sistem geliştirildi.

EKONOMİDE SÖZ SAHİBİ

2002 yılında yüzde 65’lerde olan enflasyon, tek haneye kadar geriledi. Ülke, 1969’dan sonra ilk kez bu kadar düşük enflasyon oranını gördü. 2002 yılında 230 milyar dolar milli gelirle dünyanın 26’ıncı büyük ekonomisiydik. Bugün dünyanın 16’ıncı büyük ekonomisiyiz.
2002 yılında IMF’ye olan 23,5 milyar dolar borcumuz 14 Mayıs 2013 itibariyle son buldu. Ortadoğu, Uzak doğu, Arap ülkeleri, Rusya ve Türki Cumhuriyetler gibi bölge ve ülkelerde yapılan Türk iş dünyası yatırımları hem Türk iş dünyasına yeni kapılar açtı hem de ülkeler arası ilişkilere yeni boyutlar getirdi.

Yeni Teşvik sistemiyle de özellikle hizmet ve bilişim sektörlerine yönelik destek verilmeye başlandı. Bu sayede girişimciliğin de desteklenmesi sağlandı.

TOPRAĞIN BEREKETİ ÇİFTÇİNİN HAREKETİ

Türkiye, Tarımsal Gayri Safi Hasıla büyüklüğünde dünyada 7’nci sıraya yükseldi. KÖYDES projesiyle çiftçiye tarım ve hayvancılık alanında teşvik kredileri verildi ve bilinçlendirme çalışmaları yapıldı. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri’nin verdiği kredi miktarı 2002 yılında yalnızca 529 milyon TL idi. 2011’de bu rakam 23 milyar TL’ye çıkarıldı. 2002 yılında sadece 550 bin kişi kredi kullanmıştı. 2011 yılında 1 milyon 156 bin kişi tarımsal kredi kullandı. Böylece tarımsal üretim hız kazandı.

ULAŞIM ULAŞILABİLİR OLDU

Türkiye’de ulaşım alanındaki en belirgin gelişme Türkiye’de havayolu ulaşımına erişimdeki artış oldu. Özel havayolu şirketlerinin sayısının da artmasıyla uçak biletleri ucuzladı ve hava ulaşımı herkesin bütçesinin elvereceği rakamlara düştü.

Karadeniz’in ulaşım çilesi son buldu. 16 yılda sadece yüzde 40’ı tamamlanan Karadeniz Otoyolu projesinin yüzde 60’lık kısmı 6 senede tamamlandı.12 hükümet, 16 bakan eskiten fakat yıllardır tamamlanamayan Bolu Tüneli hizmete açıldı.

2002’ye kadar bölünmüş yolla birbirine bağlanan yalnızca 6 şehir varken bu sayı 74’e çıktı ve hem ulaşım kalitesi hem de yol güvenliği artırıldı. Ölümlü kaza oranı da yarı yarıya azaldı. Bu yollarla seyahat süreleri kısalınca yakıt ve zamandan tasarruf edildi.
Çılgın Proje Kanal İstanbul, Avrasya Tüneli, 3. Havalimanı, 3. Boğaz köprüsü gibi büyük projeler geliştirildi.

Türkiye ilk denemeleri başarısız olsa da hızla gerekli düzenlemeleri yaptı ve demiryolu ulaşımında hızlı treni hizmete soktu. Ankara-Eskişehir, Ankara-Konya faaliyete geçti. Ankara-İstanbul, Ankara-Sivas hatlarının inşası Şubat 2014’te son bulacak.

MOBESE VE EDS İLE DAHA GÜVENLİ BİR ÜLKE

Güvenlik kameraları sayesinde suç oranı azalırken gerçekleştirilen suçların faillerinin yakalanmasıyla ilgili de önemli olan MOBESE sistemi tüm yurtta hizmete girdi. Kap kaç ve hırsızlık gibi suçlar azaldı.

Trafikte kurallara uyma konusunda zorunluluk getiren ve caydırıcı bir etken olan EDS (Elektronik Denetleme Sistemi) ile de trafik kazalarının önlenmesi ve ulaşım sırasında can güvenliğinin sağlanmasıyla ilgili belirgin gelişmeler oldu.

GENÇLİK DİNAMİZM İSTER

Gençlik ve Spor Bakanlığı çalışmaları kapsamında ülkedeki gençlerin birbirleriyle, toplumun diğer kesimleriyle ve başka ülkelerdeki akranlarıyla etkileşimi ve gelişimi sağlandı. Üniversite öğrencilerine verilen burs, yurt ve sosyal faaliyetler alanlarında önemli çalışmalar yapıldı.
Genç Bakan Suat Kılıç’ın gençlerle sosyal medya üzerinden kurduğu etkili ve samimi iletişim ve gençlerle, onların yurdun dört bir köşesinde yaşadıkları sorunları anında iletebildikleri bir etkileşim içinde olması da hizmet verilen ve sorun yaşanan alanlarda hızlı çözümler üretilmesinde etkili oldu.

23. Dünya Üniversite Yaz Oyunları, UNIVERSIADE, Formula 1, 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası, 2010 Büyükler Halter Şampiyonası, 2010 Avrupa Yol Bisikleti Şampiyonası, 2010 Dünya Deniz Küreği Şampiyonası, 2010 Dünya Üç Bant Bilardo Şampiyonası, 2010 Atıcılık Trap Skeet Dünya Kupası Finali, 2011 Dünya UNIVERSIADE Kış Oyunları, 2012 Dünya Salon Atletizm Şampiyonası gibi birçok uluslar arası etkinliğe de ev sahipliği yapıldı.

UYAP

Adalet sistemindeki yavaş işleyişi ve bürokrasiyi ortadan kaldıran Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) hem önemli bir teknolojik altyapı yatırımı hem de sağlıklı işleyen bir adalet sistemi oluşturdu. Ülke için yeni olan halk arasında Elektronik Kelepçe diye bilinen Denetimli Serbestlik Uygulaması hayata geçti. 2003 yılından bugüne kadar; uluslararası standartlara uygun, güvenlikli, mekanik, elektronik donanımlı ve rehabilitasyon işlemlerine uygun 40 ceza infaz kurumu hizmete girdi.

KÜLTÜR SANAT HASSASİYETİ

Ülkemizdeki turistik tesis ve hizmetlerin kalitesinin artırılması sağlandı. 2002 yılında Türkiye’ye gelen turist sayısı 13 milyonken, 2012 yılında bu rakam 31 milyonu aştı; turizm gelirleri 2 kattan fazla arttı. 2001 yılında 10 milyar dolar olan turizm gelirleri, 2012 yılında 23 milyar dolara yükseldi. Dünya turizm sıralamasında Türkiye 17’ncilikten 9’unculuğa çıktı.

MÜZEKART uygulamasıyla yıllık 20 TL ücretle tüm müzeler gezilebiliyor. 2002 yılında 7 milyon olan müze ve ören yerleri ziyaretçi sayısı 2012 yılında 28 milyon kişiye yükseldi. 2002 yılında müze ve ören yerlerinden 26 milyon TL gelir elde edilirken, bu rakam 2012 yılında 254 milyon TL’ye yükseldi.
2002 yılında toplam 23 sahnesi olan Devlet Tiyatroları sayısı 58’e çıktı. 10 yıl önceki 8 bin 294 tiyatro koltuk sayısı 2012’de 20 bin 808 oldu.

Özel tiyatrolar desteklendi ve 2010 yılında 138 özel tiyatro destek aldı. Ankara ve İstanbul dışında desteklenen özel tiyatro sayısı 2002’de 13 iken bu rakam 2010’da 52’ye ulaştı.

Tarihi binaların restorasyonu ve gerek hizmete gerekse ziyarete açılması konularında da önemli çalışmalar yapıldı.

SAVUNMA SİSTEMLERİ

TSK’nın ihtiyaç duyduğu toplam 24 milyar dolar değerinde modernizasyonun % 90’ı yerli sanayinin katılımlarıyla yapıldı. Yurt dışından hazır savunma ürünleri ithalatı %10’a kadar düştü.

Anka isimli, 10 bin metre irtifada uçabilen ve 24 saat havada kalabilen insansız hava aracının 240 demo uçuşunun ardından bu yıl seri üretimine başlandı. Böylelikle Türkiye, ABD ve İsrail’den sonra, stratejik yeteneklere sahip insansız hava aracı üreten 3. ülke oldu.

Türkiye’nin ilk milli korvet savaş gemisi MİLGEM ülkemizde inşa edildi. Artık Deniz Kuvvetleri’nin ihtiyacı olan bütün savaş gemileri Türkiye’de tasarlanarak üretiliyor.

İlk savaş helikopteri olan “ATAK” helikopterinin tüm yazılım ve tasarımları tamamlandı ve üretime başlandı.

ENERJİK ÜLKEDE ENERJİ ATAĞI

9.5 yılda 16 büyük HES, 206 baraj ve büyük gölet inşa edildi. Türkiye’nin gövdesi en yüksek barajları olan Ermenek ve Artvin Deriner Barajı’, sınıfında Avrupa’nın en yüksek barajı olan Çine Adnan Menderes Barajı ve Ege’nin en büyük ve Türkiye’nin 6. büyük barajı olan Dalaman Alaköprü Barajı açıldı.

2002 yılından önce 9 olan doğalgazlı il sayısı 2013 yılında 70’ten fazla. Doğalgazla hem temiz hava almaya başladık hem de daha az ekolojik ayak izi bırakır olduk.

AB KAPISI

AB Bakanlığı kuruldu ve AB’ye girişte müzakere süreci başladı. Avrupa Birliği uyum sürecinde 2000’den fazla düzenleme yapıldı, yasalar ve uygulamalar geliştirildi. AB’siz Türkiye’nin değil, Türkiye’siz AB’nin olamayacağı fikri belirgin hale geldi.
Ülkemiz hızla gelişiyor ve güçleniyor. Genç nüfusun yüksek potansiyeli iyi değerlendirildiğinde, kurulan sistemler için “kervanı yolda düzmek” yerine planlı, projelendirmesi doğru yapılmış çalışmalar yapıldığında halk daha çok refaha ve huzura kavuşturacaktır.
AK Parti’nin de ülkeye son 10 yılda getirdiği olumlu ve hızlı gelişim alanlarında aksayan, geliştirilmesi gereken alanlar mutlaka vardır. BİMER her vatandaşın kullanımı için kurulmuştur ve şikayet, dilek ve bilgi talep etmek de bu sistem üzerinden herkese açıktır. Her bir bireyin huzurlu ve refah içinde yaşadığı, toplumsal sınıf farklarının azaldığı, fikirlere, inançlara, demokrasiye ve farklılıkların zenginliğine verilen değerin arttığı, medeniyet ve barış içinde yaşayan laik bir Türkiye için elini taşın altına sokmak, bu ülkede yaşayan her vatandaşın sorumluluğudur. Bu ülkenin çocuklarına bırakacağı geleceğinden, geçmişteki ve bugün yaşayan herkes sorumludur.
HaziranSayısı.indd

HaziranSayısı.indd

HaziranSayısı.indd

HaziranSayısı.indd

HaziranSayısı.indd

HaziranSayısı.indd

HaziranSayısı.indd

HaziranSayısı.indd

HaziranSayısı.indd

HaziranSayısı.indd

 

HABER REVİZYON DERGİSİ HAZİRAN 2013

Bir cevap yazın