Herkesin kendi bedenini kullanmada ve değişiminde hakkı vardır. Ne var ki bu değişim, kişiye, çevresine ve de toplumun yani ülkenin zararına olmasın!
Bir insan, “ben bir kolumu kestirmek istiyorum” derse hiçbir doktor bu işlemi yapmaz; yaparsa hakkında soruşturma açılır.
Birçok insanın beden yapılarıyla ruhsal yapıları arasında bir çelişki olunca, cinsel konuda ise kendi cinsinin değil karşı cinsin istek ve davranışlarına programlı gelişmiş ise, toplum içinde dengelerini kurmak kolay olmaz. Dünyanın her yerinde (geçmişten geleceğe) bu tür çelişkiler olagelmiş ve de olagidecektir. Herkes gibi onların da toplum içinde yerlerini almaya hakları vardır.
Dünya psikiyatri konseptine göre, karşı cinse programlanmış kişileri de değiştiremiyorsak, değişim için zorlayarak o insanın yaşamını, kendine güvenini ve moral değerlerini yıpratmadan, o kimliğiyle barış içinde olması, öyle yaşaması önerilmektedir.
Oyuncu Nil Erkoçlar kardeşimiz, erkek ruhuyla yapılanmış ve öyle yaşamak istiyor. Ona kadın ruhunu monte edemiyorsak, öyle yaşaması doğrudur. Ancak gene onun gibi niceleri ki ben bunları 1970’li yılların başında Cinsel Yaşam ve Cinsel Kültür kitaplarımda belgesel olarak ameliyat sonrası bedensel yapılarını fotoğraflayarak okurlarıma sunmuştum.
Bu bağlamda tabuları yıkan ilk kişi olduğumdan, bu tür sorunları yaşayanlar da sıklıkla bana gelmişlerdi. Öylesine bir tepki ve tutku fırtınası içindeydiler ki… Kadın kimliği taşıyan bir erkek düşünün, penisine bakmaktan midesi bulanıyordu. Nefretleri o dereceydi ki onu kesip atmayı düşünecek kadar çareler tasarlıyorlardı. Gene kimileri de adını bile konuşurken yüzlerinde nefret okunuyordu.
Kendilerine göre yaşam amaçlarının ve mutluluklarının önündeki tek engel bu ufak et çıkıntısıydı. Ondan kurtulmak için çırpınıyorlardı.
1980’li yıllardı. Memleketi idare ettiğini sanan Netekim Evren Paşa, Türkiye’nin başka sorunu yokmuş gibi Ünlü sanatçımız Bülent Ersoy’a kafayı takmış, sanatına ambargo koymuş, o da bu tür sürgüne gitmişti.
O’nun en kudretli olduğu dönemlerde, ben Güneş Gazetesi’ndeki köşemde Bülent Ersoy’un doğru yaptığını, erkek kimliği ve yapısıyla kadın rolü oynamasının her yönüyle sakıncalı, özendirici, sağ gösterip sol vurma gibi bir ikilemle kötü örnek olacağını yazmış, “doğrusunu yaptı” diyerek arkasında duran tek kişi ben olmuştum. Sadece bu yazımdan bile bir bahaneyle tutuklanıp bir yakıştırmaca ile işkence de görebilirdim. Ama ben bir tıp adamıydım ve “bilimin yolunda kellemi bile verebilirim” diye çıktığım bu yolda bu günlere geldim.
Bizim sanatçımız ise kadınlıktan erkekliğe geçiş yapmış. Yani bir erkek daha kazanmışız. Kadın olarak birilerini kandırarak kimliğine ters düşerek bir tür aldatmacaya girmek varken, ben erkeğim diye ortaya çıkmasının sadece alkışlanacak bir yanı vardır.
‘Biyolojik beden ölümle bitecek, ama geriye bıraktıkların hiç unutulmayacak’ felsefesi bizi kendimize, çağa biraz daha yakınlaştırır.
Duyuyorum ki Nil kardeşime ölüm tehditleri geliyormuş. El insaf…
Bir kişi kandırmacalara gitmeyip, yaratılışına isyan etmeyip, yaratılışındaki ruhsal kimliğine uyarak (bir bakıma Tanrısal boyutta) kendine de saygı duyarak, yaşadığı ve dönüşü olmayan bu yolda ruhuyla barışık olmak için bedeninde bir operasyon yaptırıyorsa; bir insan öldürmek bu değişimde inanç bakımından bir suç ise, bu suç bir insanı öldürmenin vebalinden ve de günahından binlerce kat daha fazladır.
———————————————————————————————————————————————-
Physical Change
Everyone has the right to use and change his/her body. However, this change should not harm the person, his/her environment and the society.
If someone says he wants to have his arm amputated, no doctor would hold this operation and if he does, an investigation would be started.
It is not easy to build balance in society when many people have a dilemma between their physical and psychological existence and sexually if they are programmed for the other gender’s desires and behavior but not to their own.
These kinds of dilemmas have existed and will exist in every part of the world (from the past to the future). Like everyone else, they have the right to have their place in society.
According to the world psychiatry concept, unless we can change the people who are programmed for the opposite sex, it is advised that the person lives in peace with his identity and continues living that way without forcing him to change, ruining his life, self-esteem and moral values.
Our sibling, actress Nil Erkoçlar has been structured with a male’s soul and wishes to live that way. If we cannot erect the female soul, it is right for her to continue living however she wishes. However, in early 70s, I had photographed their physical appearance and brought examples of such people in my Sexual Life and Sex Culture books to my readers as a documentary.
Since I am the first person to knock down the taboos in this context, people who had been having such problems had consulted me. Such a storm of protest and passion that they were in… Think of a male holding a female identity who feels disgusted to look at his penis. So full of hatred they were that they were planning for solutions even such as chopping it off. And there were some others whom you could read their hatred on their faces when their names were pronounced. According to them, this piece of flesh was the only impediment on the way to their purpose of living and happiness. They were struggling to get rid of it.
It was 1980s. “In fact” General Evren who thought he was ruling the country got a hard on for famous singer Bülent Ersoy and embargoed her as if the country had no other issues and therefore she was sent to exile.
During the times he held the biggest power, I had written that Bülent Ersoy had done the right thing since acting in a female’s structure with a male’s identity would in all aspects be unfavorable, incentive, and would set a bad example with a fake dilemma and stood as the only person defending that she had done the right thing. Only for this piece of writing of mine could I have been arrested and could have been tortured with a false accusation. However, I was a scientist and on the road that I had taken saying “I can even sacrifice my head for the sake of science”, I have reached today.
Our actress has inverted from muliebrity to masculinity. Therefore, another man has joined the manhood. There is only one thing to be applauded which is her standing up and declaring that she is a man instead of cheating anybody and faking others while contradicting to her own identity.
I hear that she is receiving death threats. Have a heart!
If someone gets an operation done on her body without choosing to cheat, getting along with her innate psychological identity (in a way, celestially), also respecting herself and trying to get along well with her soul on the endless journey she has taken;and if killing a human during this change is a religious crime, this crime is a million times bigger sin.
The philosophy that “the biological body will end with death but what you leave behind will never be forgotten” will help us get close to ourselves and the age a little bit more.
HABER REVİZYON DERGİSİ NİSAN 2013