İ. Ahmet Orhun – Yılın Mesajı, Gençlerin Kapsama Alanına Girmeyin…

Genelde en kolay yazılar yeni yılın son yazıları olur diye düşünüyorum, şöyle bir göz atar akılda kalan başlıkları okuyucularınızla paylaşırsınız. Fakat bizde her şey öyle garip gelişiyor ki sondan başlasam daha iyi olacak, ülke olarak bizi pek kolay günlerin beklediğini sanmıyorum. Evet, hükümet olarak başarılı çalışmalara imza atılıyor ama anlamakta gerçekten zorluk çekilen demeçler gereksiz yere kafa karıştırıyor. Bunların amacı nedir anlamak zor.

Ne demek kızlı erkekli okullar önümüzdeki dönemlerde inşallah düzelecek, ne demek hamile olanlar sokağa çıkmasın, ne demek merdivenlerde kızlar erkeklerle nasıl beraber yürür, ne demek olmasaydı da olurduk, ne demek TC ile uğraşmak, neden Atatürk’ü anmak, tapınmak gibi gösterilmeye çalışılıyor. Bunlar ne anlama geliyor diye düşününce insan rahatsız oluyor, acaba diyor, akılda soru işaretleri oluşuyor.2013 yılının büyük bir çoğunluğu TV’ler de bu sözleri tartışarak geçti denebilir. Yani havanda su dövüldü.

Bu söylemler ya ağızdan kaçırılan sözler ya da kasıtlı kullanılıp gündem oluşturuluyor.Eğer bilinçli söylenmiş ve her detayı takip edebilen bir Başbakana bağlı biri bunu söylemişse anında müdahale gerekir,piyasanın nabzını tutup üç gün sonra bende bu söylemden hoşlanmadım denilirse pek inandırıcı olunmaz, kim böyle abuk bir laf söylemişse; bu tip söylemlerin yanlış olduğunu, belli mevkilere gelmiş kişilerin biraz daha özenli olmaları gerektiğini, nerede ne söylenir nerede ne söylenmez bilmesi gerekir diye uyarmalısınız.İşin ilginç tarafı da Sayın Bülent Arınç ‘ın zaman zaman belirli söylemlere karşıymış gibi demeç vererek tansiyonu düşürme çabaları medyamız tarafından soğuk esen rüzgar olarak tanımlanıyor ama 2002 den beri iktidarda bulunan Sayın Başbakanımız bizi çok iyi tanıyor ve havayı istediği zaman geriyor istediği zaman yumuşatıyor. Belki de verilen mesaj, bakın benimle fazla uğraşmayın ben gidersem yerime kimin geleceği belli olmaz sonra beni mumla ararsınız olamaz mı? Şahsen benim en büyük kaygım Başbakanımızın bir gün iktidarı bırakması ve boş bıraksaydık gelirlerdi dediklerimizin gelmesidir. Umarım olmaz.

2013 yılında bazı sözcükler çok ön plana çıktı, ilk aklıma gelenler mesela açılım, mesela kurumsallaşmak, mesela diren…

Açılım bir süreç ama sonunu meğerse kimse bilmiyormuş, yaşayıp görecekmişiz, büyüklerimiz böyle diyor, benim burada sizlerle paylaşacağım Kürdistan’ın bir gerçek olduğu ve bunu kabul etmenin bölücülük olmadığıdır. Burada önemli olan bu bölgenin uluslar arası düzeyde ne kadar önemli olduğu siz ne yaparsanız yapın su akacak ve yolunu bulacaktır.

Kurumsallaşmak kelimesi ise bu kez Ünal Aysal ile Fatih Terim arasındaki çekişmenin sebebi olarak ortaya çıktı ve Galatasaray dördüncü yıldızı takma şansını bu uğurda ciddi riske attı, bunun sonuçlarını da açılım gibi yaşayıp göreceğiz. Yaşasın milli görev, yaşasın milli takım.

Ergenekon davasının neticelenmesi de işe yaramadı hatta sonuçları vicdanları rahatsız etti, kafaları karıştırdı, kim haklı kim haksız, kim terörist kim vatansever öğrenilemedi resmen sap ile saman birbirine karıştı, sanıyorum bu davalar daha çok tartışılacak ve ileriki yıllarda baş ağrıtacak. Mesela siz suikast davasından bir amirali yargılıyorsunuz onun ortadan kaldırmak istediği amiral babasının, ağabeyinin cenazesinde koluna girmiş onu teselli ediyor, bu normal mi?

Gezi parkı direnişi ise bence son yılların en büyük ve en anlamlı hareketiydi, üzerinden beş ay geçmesine rağmen Sayın Başbakanımız hala bazı konuşmalarında bu eylemden örnekler veriyorsa demek ki sonuca ulaşılmış. Aslında bu olaylar zincirinin ilk başlangıcı çok önemli, maalesef o günde ne yapacağını bilemeyen demeyeceğim, öğrenemeyen diyebilirim ancak; yönetim karar veremeyince iş büyüdü hepimizin maalesef tanıyamamış olduğu gençlik başını elektronik aletlerden kaldırdı ve resmen yeter artık dedi. Tüm ülke ve dünya şaşırdı kaldı, ilk başlangıç önemli dedim çünkü ilerleyen günlerde filmlerdeki esas oğlan kayboldu yerini figüranlar aldı, işin de tadı kaçtı. Bu gençleri kimse aramasın bulamaz, çünkü bunlar taraf değildir çünkü bunlar her yerde, bunlar sessiz çoğunluk, bunlar gelip sandığa oy falan da vermezler, kim iktidara gelmiş kim muhalefete o kadar önemli değildir, çünkü bunlar parti üyesi falan değildir, bunları öteki beriki diye sınıflarsanız sınıfta kalırsınız. Bunları kategorize edemezsiniz. Bunlar gençliktir, bunlar gelecektir, bunlar için başı açık başı kapalı fark etmez, bunlar hepsidir. Bunların verdiği mesajı aldıysanız ne mutlu size, çok kısa, iki üç kelime ile söylemek gerekirse: Bizim kapsama alanımıza girmeyin diyorlar.

Gördüğünüz gibi 2013 biraz belirsizliklerle dolu bir yıl olarak anılacak herhalde,hiç bir gündem net olarak sonuçlanmamış hep eksik bir parça var resimlerde,net olarak bir şey göremiyor, bir şey söyleyemiyoruz, acemilik desek değil çünkü biz usta olduk artık deniyor. O zaman yine bir atasözü ile yazımı bitiriyorum, ne olduk demeyeceğiz ne olacağız diyeceğiz.
HaberRevizyon aralık 2013 ahmet orhun 1 HaberRevizyon aralık 2013 ahmet orhun 2

HABER REVİZYON DERGİSİ ARALIK 2013

Bir cevap yazın