Kredi Kullanarak Ev alacaklar DİKKAT!

Konut Sektöründe Tüketicinin Yaşadığı Sorunlar

İnsanoğlunun hayalidir, başını sokacağı bir evinin olması. Bu haylini gerçekleştirmek için, çalışıp didinir, dişinden tırnağından arttırıp para biriktirir. Kendine uygun fırsatları kollar.

Ev sahibi olmanın yolları var. Kendiniz yapabilirsiniz, birinden satın alabilirsiniz, kooperatife üye olursunuz, bir müteahhit ile kat karşılığı anlaşırsınız, TOKİ’den veya özel inşaat firmalarından alırsınız. Bu paranıza ve sizin tercihinize kalmış bir olay. Zamanımızın ekonomik koşulları dikkate alındığında tüketicilerin sıklıkla tercih ettiği yol, bir inşaat firmasından biraz peşin ile kredi alarak ev sahibi olmak.

Kredi alarak ev sahibi olacak olanların dikkat etmesi gerekenler var. Çünkü sektör iyiyi ve kötüyü birlikte barındırıyor. Tüketicinin sonrasında canının yanmaması için en başta kiminle yola çıkacağını doğru belirlemesi gerekiyor.

Malumunuz inşaat firmaları projelerini hazırladıkları anda, daha tek bir çivi çakmadan satışlara başlıyorlar. Harika hazırlanmış bir maketle, bazen gösterişli reklamlarla pazara çıkıyor, tüketicilere kolay kredi imkanlarıyla hayallerini sunuyorlar.

Türkiye’nin bu konuyla ilgili yasal düzenlemeleri mevcut ama eğer bir tüketici olarak siz haklarınızı bilmezseniz, gerekli dikkati göstermezseniz sizi koruyacak yasaların tüm boşlukları kullanılarak mağdur duruma düşürülebilirsiniz.

Maalesef, sadece makette kaldı bazı projeler veya vaat edilen süreden çok sonra teslim edildiler. Satın alacağını düşündüğü ile satın aldığı arasındaki farkı yaşayanlar ise bambaşka bir sıkıntı konusu oldu. Eksik malzeme veya eksik işçilik nedenleriyle ev sahiplerine teslim edilen hayal kırıklığı evler ve yaşanan olumsuzluklar. Yeni aldığınız evin bir yılını doldurmadan sapır, sapır dökülmeye başlaması…

Kuşe kağıda basılmış zengin kataloglardaki o muazzam ev sadece kataloglarda kaldı. Unutmadan tamamlanmamış inşaatlara taşınmak zorunda kalan tüketiciler olduğunu yazmadan geçmeyelim.
Kredi alarak ev sahibi olacakların dikkat etmesi gerekenler

Artık maalesef birçok tüketici bankalardan konut kredisi alarak ev sahibi olabilmektedir. Hemen hemen tüm bankalar konut kredisi vermektedir. Rekabet koşulları gereği herkes kendi yoğurdunu “ekşi” demeden satmaya çalışmakta. Kimi dosya masrafını yansıtmadığını söylüyor, kimi faizinin düşüklüğünden bahsediyor kimi de çok çok uzun vadeler teklif ederek, tüketiciyi kazanmaya çalışıyorlar.

Aslında bu yola girecek olan tüm tüketicilerin ilk bilmesi gereken, hiçbir bankanın kimseye kaşı gözü hatırına para vermediği, tüm bankaların birer ticari kuruluş olduğu yani kâr amaçlı olduklarıdır. Yani tatlı dile kanıp, bedavadan alıyorlarmışçasına sözleşmeye imza atmaması gerekliliğini bilmeli ve bundan taviz vermemeli.

Kredi veren banka ilgili yasal mevzuatlar gereğince krediyi ne şartlarda verdiğini, uygulayacağı faizi, vadesini, yaptığı zorunlu giderlerin tutarlarını, temerrüt koşullarını ve diğer ayrıntıları sözleşmesinde belirtmek, krediyi alan ile müzakere etmek ve 24 saat öncesinde verdiği sözlü ve yazılı bilgilerden sonra sözleşmeyi imzalamak zorundadır.

Fakat gelin görün ki birçok banka bunu böyle yapmamaktadır. Tüketiciye ayaküstü bilgiler verilir, olay oldu-bitti çerçevesinde gerçekleştirilir… Hatta imzalatılan bu sözleşmenin bir örneğini krediyi alana vermekten bir kaçınır.

Alınan konutun ayıbı bir sıkıntı iken, tüketiciye sıkıntı yaratabilecek diğer bir konu da finans.

Bilindiği üzere, kredi taksitlerinizde ilk olarak uzunca bir süre sadece aldığınız kredinin faizini ödersiniz, anapara olduğu gibi borç hanesinde durur. Anapara kredinin son taksitlerine doğru tahsil edilir ki olası bir risk durumunda gecikme faizi ve temerrüt şartları ile banka kayba uğramasın.

Diğer bir esas konu ise şu; banka krediyi verirken krediyi alanla arasında olan hukuki sorumluluğu kabul ettiğini ileri sürer. Yani inşaat firması tarafından çıkabilecek ve buradan yaşanacak bir sorunu kabule yanaşmaz. Başka bir anlatımla oraya Fransız kalır. Fakat tüm bunlara rağmen yargı sorumluluğun müşterek olduğuna karar vermiştir. Banka ve konut inşaat firması tüketiciye karşı müşterek ve müteselsil sorumludur demektedir.

Kredinin bir başka borçlanma şekli de taksit sayısına göre borçludan “nama” yazılı senet alınması gerekirken “emre yazılı senet” olarak alınmasıdır. Borçlu vadesi gelen senedini taksit, taksit bankaya ödeyerek kredi borcunu kapatır. Bu senetler emre yazılı olduğundan dolayı üçüncü şahıslara ciro edilemez ve rehin karşılığı dahi temlik edilemezler.

Fakat bir inşaat şirketinin ödeme güçlüğüne düştüğü ve elindeki bu senetleri piyasaya üçüncü şahıslara ciro ettiği bilgileri de zaman zaman medyaya yansır, kulağımıza ilişir. Gerçi bu şekilde borçlu olanlar mahkemeye müracaat ederek tedbir aldırabilirler ancak sorun yasal olmayan bu işleme firmaların kalkışabilmesidir.

Özetle, ‘ev alma komşu al’ diyen atalarımız, komşuluk kavramının önemine değinirken, sanki biraz da ev almanın zorluklarından dolayı bu sözü söylemişler…

Ev sahibi olmak başlı başına zaten zor bir iş ama gerek firmaların inşaat sektörüne ait ayıpları, gerekse finansal kısımlarda bankaların daha çok kazanma hırsları işi daha da zor kılmakta.

Tüketicinin burada, seçimini aceleye getirmeden doğru yapması, tüm teklif ve önüne gelen alternatifleri doğru anlaması gerekmektedir. Bu kurulu labirent döngüsü içinde çırpınmamak için kırk kere düşünüp bir kere karar vermek gerekir. Kendimiz için, ailemiz için ve en önemlisi geleceğimizin kararmaması için.

haberrevizyon şubat 2013 tüketiciler birliği1 haberrevizyon şubat 2013 tüketiciler birliği2

 HABER REVİZYON DERGİSİ ŞUBAT 2013

 

Bir cevap yazın