Ağacın tepesine tırmandıysanız bilirsiniz. Yere doğrudan atlamak yerine dallara basarak geri iniyorsanız önce ayağınızla basacağınız dalı bulur, sizi taşıyacağınızdan emin olur ve ayağınızı basınca elle tuttuğunuz dalı bırakır, hemen altındaki bir başka dalı tutarsınız. Aynı süreçleri takip ederek yere en yakın dala gelir ve atlarsınız. Ayağınızı sağlam basmadan elinizle tuttuğunuz dalı bırakmazsınız.
Her sektör veya meşguliyetle ilgili benzer örnekler mutlaka vardır. Hedef yönünde doğru hareket edebilmek ancak böyle mümkündür. “Birlikte Yürüyoruz” kampanyamızın hedefleri de aynen bu şekilde gerçekleştirilecek.
Engelli vatandaşlarımızla ilgili karar verirken veya bir şey söylerken dayandığımız kaynak, genellikle toplumdan öğrendiğimiz bakış açısıdır. Bu bakışların hiç biri belli bir bilimsel araştırmaya veya bulguya dayanmaz. Bu kanaatler ne literatür taraması, ne de saha araştırmasını temel alarak oluşmuştur.
Bir başka ifadeyle binlerce yıl öncesinden, belki de tarihin karanlıklarından gelen bir bakış, bir davranışla karşı karşıyayız.
Tarihin o karanlıklarında kız çocukları öldürülüyordu. İnsanlar alınıp satılıyordu. İnsanların eğlenceleri aç bırakılmış aslanlarla silahsız insanların mücadelesini, belki de aslanın onu parçalamasını seyretmekti. Tekerlek, ateş, yazı bulunmuştu fakat kaç kişi biliyordu ki?
Şu insanlık binlerce yıl yaşadı, tecrübeler geçirdi, geçmişle belki de zıt durumda bakış açıları, davranış şekilleri geliştirdi. Pekiyi, engellilerle ilgili bu değişimin yaşanmaması acı değil mi?
Değişim rahatsızlıkla başlar!
Evet acı. Engellilerin kendileri, aileleri, yakınları, gerçeği bilenler bu acıları hissediyor. Acıları bilmeyen milyonlar ise acıyı dolaylı yoldan yaşıyorlar. Şanslıyız ve mutluyuz ki acıların farkındayız ve bundan rahatsızız. Değişim rahatsızlıkla başlar tabii ki. Pekiyi, bu acıların hafifletilmesi, mümkünse de sona erdirilmesi için ne kadar büyük bir sorunla karşı karşıyayız, yani bir başka ifadeyle ayağımızı basacağımız dal var mı ve o dal bizi taşır mı?
Sorularımızın cevabını GENAR Araştırma şirketi araştırdı. Bulgular, işin doğrusu, vahim. Gizleyecek değilim; “kalben bir üzüntü, bir kırgınlık yaşamadım” desem, yalan olur.
2.141 kişi üzerinden yapılan araştırmanın sonuçlarına göre;
• Türk toplumunun yüzde 76,8’inin engelli bir arkadaşı yok.
• Türk toplumunun yüzde 55’i engelli kişilerle ile nasıl iletişim kurulacağını bilmiyor.
• Türk toplumunun yüzde 79’u engellilerle ilgili bir kitap okumamış.
Sonuç olarak; engellileri iyice tanımıyoruz, anlamıyoruz, görmezden geliyoruz fikrinin hakim olduğu kanaatine varıldı. Şu anda iyi durumlarımız da var elbette. Acılarımızın büyüklüğünün nedenlerini artık biliyoruz. Yolumuz ne kadar uzun, zahmetli olursa olsun “yola çıkma” kararlığımız var neyse ki. Neyse ki hayat yürüyüşünü birlikte yapabileceğimiz, bizden bilgi bekleyen devasa bir kitlenin varlığını araştırmamızdan öğrenmiş bulunuyoruz. Bu vakitten itibaren arzumuz, ilgi ve dikkatinize arz ettiğimiz araştırma sonucuna göre planladığımız kampanyamız için sizinle “Birlikte Yürüyoruz” demek, nihai aşamada da hayatın uzun ince yolunda “Birlikte Yürüyoruz” diyebilmek.
Kendimizden başlayarak bütün bireyleriyle dayanışabilen, yardımlaşabilen, selamlaşabilen hasılı Birlikte Yürüyebilen bir toplumun başarılmasına katkı yapabileceğimize inanıyoruz.
Yürüyüşümüz hayırlı olsun.