Lokman Ayva – Karanlıkta Kör Yürüyüşü Öneriyorum

İnsanları anlamıyorum. Şu geçmiş zamanlarda veya hali hazırda o kadar çok tecrübe yaşandı veya yaşanıyor ve insanlık bundan faydalanmıyor. Bunlardan biri de körlerin tecrübeleri. Bunlardan faydalanıp şartlarımızı daha iyiye taşıyabiliriz.

 

Gerek ülkemizde, gerek bölgemizde gerekse dünyada benzeri olaylar çok yaşanıyor ve yaşanacak da. Yapılacak olan da belli. Yaşanmışlıkları öğrenip onlara göre yeni taktikler, teknikler geliştirmek, ardından da hayata geçirmek.

Ülkemizde çeşitli adlarla adlandırılan bir süreç yaşıyoruz. Kaset savaşları, Cemaat-Hükümet meselesi gibi bir çok ad kondu.

Bu süreç nasıl neticelenecek? Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucu ne olacak veya kim cumhurbaşkanımız olacak? 2015’e kadar siyasi hayatta ne gibi gelişmeler olacak? Yeni partiler kurulacak mı veya 2015 seçimleri nasıl geçecek? Bir de bunlara toplumsal olayları, medyayı, ekonomiyi falan ekleyin binbir bilinmeyenli denklem.

Dünya da bizden farksız. Suriye falan derken şimdi bir de Ukrayna çıktı. Tatar kardeşlerimizle ilgili üzülecek miyiz? Kıbrıs görüşmeleri sessiz sadasız ilerliyor. Acaba bir gelişme olacak mı? Kuzey Irak petrolü artık tamam mı? İran’ın Batı’yla barışması bizi nasıl etkileyecek? Bir denklem meselesi de uluslararası ilişkilerimiz.

Avrupa Birliği, NATO, Birleşmiş Milletler gibi konuları hiç açmıyorum.

Her birimiz doğduğumuzdan bu güne hatta bazı bilimadamlarına göre doğmadan önce başlayan bir süreçte çevremizdeki belirsizliği gidermeye çalışırız. “Biz kimiz, burada ne işimiz var, yarın ne olacak, gökyüzü üstümüze çökecek mi, toprak ayağımızın altından kayıp gidecek mi?” bir çok sorunun cevabını kısa zamanda netleştiririz.

Körlerin belirsizliği azaltma çabası her an olur. Aslında gören insanların da her an olur ama insanlar bunu pek fark etmezler. Uykudan uyanıp gözünü açar açmaz nerede olduğunu anlayıverir ve bu belirsizliği nasıl giderdiğini düşünmeye bile fırsatı olmaz.Kör birisi ise elini atar, vücuduna dokunan eşyalardan, burnuna gelen kokudan veya kulağına gelen sesleri birleştirip nerede olduğunu hızla anlar. Bu, bir kaç saniye bile sürmez.

Fakat farklı bir yerde uyanmışsa, bu bir kaç saniyesini alabilir. Bir taşıtta bir yerden bir yere giderken nerede olduğunu anlamak ülkedeki veya dünyadaki belirsizliği anlamak gibidir.

Size bir misal vereyim. Ben otobüse binerim. Durak sayısına göre nerede olduğunuzu anlayamazsınız çünkü inecek veya binecek yoksa ya da otobüs çok doluysa otobüs durakta durmaz. Ama bu kadar mı? Bir sürü ipucum var. Yoldaki kasisler, dönemeçler, tüneller, uzun köprüler bunlar otobüste giden bir kör için nerede olduğunu tespit etmekte kullandığı ipucudur.

Ayrıca trafik sıkışıklığı belli saatlerde, belli istikametlerde ve yerlerde olur. Bu, kötü bir durumdur ama bunlar da size ipucu olur. Hatta hangi durakta ne tür insanların bindiği de size ipucu olur.

Eğer okul çıkışı ise ve otobüse bir çok genç binmişse siz kesin bir okula yakın duraktasınızdır. Güzel ve çok pahalı olmayan parfümlü hanımların bindiği bir duraktaysanız ve saatler de uygunsa siz çok lüks olmayan bir site yanındasınızdır ve o siteden hanımlar ya alışverişe ya da gezmeye gidiyordur.

Siz de otobüsteki konumunuzu ona göre tayin edersiniz. Bu, sadece otobüsteki körlere has tespit yöntemleri değildir ve eğer otomobildeyseniz ona göre yöntemleri veya ipuçları kullanırsınız.

Taksiye binersem arabanın modelini ve markasını bilmek durumundayım. Bunlar güvende olmanız için en önemli bilgidir. Gerçi İstanbul Taksiciler Odası arabanın koluna ve içine kabartma harflerle plakaları ve telefonları yazıyor şimdi. Bu bilgileri derlerken ve değerlendirirken tarafsız olmanız, yalnız ve yalnız doğru bilgiye ulaşmak gibi bir niyetinizin olması lazım. Aksi halde yolu sapıtırsınız.

Ülkenin veya dünyanın yaşadığı belirsizlikleri de benzeri yöntemlerle giderebiliyorum. Kendimin ve çevremin günlük hayatına, iş hayatına, eğitim hayatına dokunuyorum. Kendim, ailem, çevrem ve ülkem için kafamdaki gitmeyi düşündüğüm noktaya gidiyor muyum diye değerlendiriyorum.

Otobüs misaline tekrar dönersek; tüm bunlar olurken otobüste ne kadar sarsıntı yaşıyorum diye bakıyorum. Eğer hepsiyle ilgili olumlu ipuçları topladıysam bu sefer de hızıma bakıyorum. O da yerindeyse otobüste devam ediyorum. Eğer topladığım verilerde bir takım olumsuz durumlar varsa kademe kademe onlara yoğunlaşıyorum. Acaba bu hızla giderse ben randevuma yetişebilecek miyim?

Beni endişelendiriyorsa biraz pahalı olur ama randevuyu kaçırmam daha pahalı olacaksa taksiyi denemem gerekebiliyor. Hızı gayet güzel ama sanki az sonra bir yere çarpacakmışız gibi içimde bir his uyandıysa inip bir sonraki otobüse binmeyi deneyebilirim.

Baktım tüm verilerde olumsuzluklar var. Haaa! pardon.

Sanırım ben yanlış otobüse binmiş olabilirim deyip şoför veya yolculardan rica ederek kesinleştirdikten sonra doğru otobüse binmek için ilk uygun durakta yanlış bindiğim otobüsten iniyorum

Haber Revizyon Nisan 2014 lokman ayva 1

Haber Revizyon Nisan 2014 lokman ayva 2

HABER REVİZYON DERGİSİ NİSAN 2014

Bir cevap yazın