Metin Yılgör – AB Sürecinde Soğuk Misafir

“Türkiye’nin AB üyeliği için önümüzde uzun bir yol var” sözü ile Ankara gezisine başlayan, lütfen gülen, samimi olmadığı her halinde belli olan Madam Merkel, Aziz Jan kilisesinin fresklerine gösterdiği yakın ilgi ve hassasiyetin yarısını Türkiye’nin AB’ye katılım süreci için göstermiyorsa bu misafirden pek bir şey ummanın fazla iyi niyet olacağı ortadadır.

Her sözünün başında, “Sonucu açık bir müzakere süreci gerçekleştiriyoruz.” şeklinde konuşan Merkel, daha da ileri giderek “Tam üyelik konusunda bazı tereddütlerim var.” diye ekleyerek Ankara’nın AB üyeliğine pek de sıcak yanaşmadığını açıkça ifade etmektedir.

Tokalı Kilisesi’ni ve Göreme’de çevreyi gezdikten sonra; “Çok güzel bir ülkeniz var, değerini bilin.” diyen Merkel, aslında bizim değerini çok iyi bildiğimiz ülkemizin, yaşlı Avrupa için değerini gerçekten takdir ettiği gün, AB hem genişleyecek hem de güçlenecektir.

Ancak başından beri genç nüfusumuzun olası göçünden korkan Alman Şansölyesinin bizi daha yakından tanıması, ülkemize daha sık gelmesi ve tarihteki Türk-Alman dostluğunun değerini bilmesi gerekir.

Merkel Türkiye’ye gelmeden, Almanya’dan iki gür ve akılcı ses yükseliyordu, birisi Württemberg Eyaleti eski Başbakanı ve AB komiseri Günther Oettinger, Brüksel’de bir toplantıda Türkiye’nin AB sürecini değerlendirirken; “AB büyümüyor, büyüyen tek şey konuşma metinlerimizdir. İddia ediyorum ki, gelecek on yılda bir Alman kadın ya da erkek Başbakanı, Paris’li mevkiidaşı ile beraber dizlerinin üzerinde Ankara’ya doğru sürünecek ve Türklere “dostlar bize gelin” diye ricada bulunacak.” diyordu.

AB’nin enerji politikalarından sorumlu komiserinin bu çıkışı, sanırım Merkel’in canını çok sıkmıştır, diğeri ise daha etkiliydi çünkü bu kişi Merkel’in hükümet ortağı olan Hür Demokrat Parti üyesi ve Dışişleri Bakanı Westerwelle; “Şüphe ile yaklaşmama rağmen tam üyelik ile ilgili görüşmelerin devam etmesini ve yeni başlığın açılmasını destekliyorum. Müzakere sürecine bir ivme kazandırmalıyız; dikkatli olmazsak gün gelir Avrupa’nın Türkiye’ye ilgisi Türkiye’nin Avrupa’ya ilgisinden büyük olur.” şeklinde ifadede bulunuyordu. Demek oluyor ki, Merkel’in tüm direnişine rağmen Almanya’dan akılcı sesler yükselebiliyordu ve AB kapısında bekletilen Türkiye’nin bir gün kırmızı halı döşenerek Brüksel’de törenle karşılanması hiç de gerçekleşmeyecek bir düş olmayacaktı.

Başbakan Erdoğan’ın; “AB ülkelerinde 5 milyon soydaşımız yaşıyor. Biz zaten AB’ye fiilen girmiş durumdayız.” sözü de sayın misafirin herhalde kulağına küpe olmuştur.

haberrevizyon mart 2013 metin yılgör 1 haberrevizyon mart 2013 metin yılgör 2

HABER REVİZYON DERGİSİ MART 2013

 

Bir cevap yazın