Metin Yılgör – Fransa Mali’de, Diğerleri Nerede?

Fransız Silahlı Kuvvetleri, Mali’de İslamcı güçlerin başlattığı direnişi kırmak için bu ülkede üstlendiler. Hava ve kara kuvvetleri, zırhlı birlikleri ve lojistik destekleri ile Mali’de eski sömürgeci güçlerin torunları olarak kara Afrika’ya tekrar ayak bastılar.

 

Gayeleri bu ülkedeki, yer altı ve yer üstü kaynaklarının kontrolünü ve yatırımlarını kaybetmemekti. Cezayir ve Libya’dan gelen İslamcı Tuareg hareketini bastırmak ve girdikleri ülkelere sözüm ona demokrasi getirmek hikayesi ile yüzyıllar boyu İngilizlerin, Almanların, İspanyolların, Portekizlilerin ve İtalyanların ve de bunların en ünlüsü ve en acımasızı Belçikalıların yaptığı gibi ilkel Afrikalılara uygarlıklarını ve dillerini öğretmek ve onları hep ikinci sınıf insanlar olarak kontrolleri altında tutmak, başta altın, kauçuk, bakır, elmas, uranyum ve diğer kıymetli madenleri, verimli tarım topraklarını, debisi yüksek olan akarsuların ürünlerinin denetimini, tam bir sömürgeci gibi görünmeseler de, 21. yüzyıla uygun bir strateji ile Afrika’yı radikal İslam’ın pençesinden kurtarmak kamuflajına sığınarak, yüzyıllar boyu iliklerine kadar sömürmekten bıkmadıkları bu toprakları elden kaçırmamak için yeni bir savaş içindeler.

1852’den 1893’e kadar, Fransızlara kan kusturan Tokular, İslam İmparatorluğu tekrar kurulur korkusu Paris’i meşgul ettiği için, “Mali’ye bir gidelim” dediler ve geldiler. Kimin desteği ile? İngiltere ve ABD’nin desteği ile.
Şöyle geçmişe bir bakarsak, Mozambik ve Angola halklarını inim inim inleten Portekiz sömürgeciliği, doğu ve merkezi Afrika’da katliamlara neden olan 1900’lerin başından başlayıp dünya savaşına kadar süren Alman emperyalizmi, II. Leopold’un korkunç vandalizmi ile vahşetin ve insanlık dramının limite çıkarıldığı, Belçika Kongo’su; Mısır, Sudan, Gana, Gambiya, Sierra Leone, Nijerya; Güney Afrika’da Natal ve Kap gibi aklınıza gelebilecek her yerde İngilizlerin ve Cezayir’de Fransızların, kısacası bu batılı efendilerin kolonileri ve köleleri ile yok etmeye çalışıp başarılı olamadıkları kara Afrika’da, Belçikalıların Kongo’da giriştikleri katliam, öldürülen insan sayısı bakımından tespit edilemez rakamlara ulaşmış; işkencelerle elleri, ayakları ve kolları kesilen insanların haykırışları kara Afrika’nın göklerinde çınlamışsa da, Avrupalı uygar insanlar bu imdat çığlıklarına kulaklarını tıkamışlardır.
Adolf Hitler’in yaptıklarından II. Leopold’un yaptıkları hiç aşağı kalmaz. Benito Mussoloni’nin Habeşistan’da gaz kullanışı ve Libya’da yaptığı vahşetler unutulamaz. Bunların tek düşünceleri vardır; anavatanlarının daha zengin bir hale getirilmesi, bu koca kıtanın kaynaklarının adeta emilmesidir. Fransızların Mali’ye inişlerine şaşırmayalım.

Ekonomik bakımdan çökmekte olan ihtiyar ve çaresiz Avrupa’nın halen umudu kara Afrika topraklarındadır.

ABD’nin, petrol rezervlerini korumak için girdiği Irak’a, sözde demokrasi getireceklerdi değil mi? Ne oldu? 2 milyona yakın Irak’lı kadın, erkek, çocuk katledildi. Şehirler harap oldu, ülke bölündü ve insanlar diktatör Saddam’ın Irak’ını arar hale getirildiler.

İşte bu da 21.yüzyılın bir başka emperyalizm örneği. Ne diyebiliriz? Yazıklar olsun, yıl 2013!

haberrevizyon şubat 2013 metin yılgör1 haberrevizyon şubat 2013 metin yılgör2

HABER REVİZYON DERGİSİ ŞUBAT 2013

 

 

Bir cevap yazın