AYIP MI? GÜNAH MI? YOKSA İHTİYAÇ MI?
Genel anlamıyla bakıldığında genelev, bir işletmecisi olan ve bu işletmenin bünyesinde çalışan hayat kadınlarının erkeklerle belirli bir ücret karşılığında cinsel ilişki kurdukları mekan olarak tanımlanabilir. Bazı ülkelerde genelevler yasal, bazılarında da tamamen kanun dışı. Bazı ülkelerde, masaj salonları gibi yerlerin genelev olarak da kullanılması da yine yasal kabul ediliyor.
Hollanda ve Güney Kore bunlara örnek verilebilir.Türkiye’de genelev işletmek, genelevde çalışmak ve buralardan hizmet almak yasal. Genelev konusu son yıllarda değişik zamanlarda da olsa pek çok boyutta tartışılan ve gündemde yer alan bir konu haline geldi. Bu tartışma konularından bir tanesi de genelevlerin kapatılması istemiyle Meclis Dilekçe Komisyonu’na verilen dilekçe ve yasa teklifiydi.
TARİHİN EN ESKİ MESLEKLERİNDEN BİRİ
Sex işçiliği, tarihin en eski mesleklerinden birisi. Tarih öncesi toplumlardan günümüze kadar sürdürülen bir meslek. Sümerler, Mısırlılar ve ardından da Eski Roma ve hatta Osmanlı dönemlerine bakıldığında dünyada örneklerini bolca görebileceğimiz, ahlaki boyutu toplumların geçmiş kültürleri ve sosyolojik yapılarına göre değerlendirilse de hep var olmuş bir meslek. Dünyada sex işçiliğine dair tarih öncesi dönemlerden verilebilecek en belirgin örneklerden birisi Roma’lıların, bugünkü adıyla Napoli şehri yakınlarında yer alan Pompei Antik kentindeki kalıntılardır.
Türkiye’deki kayıtlı genelevler devletin denetimi altındadır ve ruhsatları vardır. Polis koruması altında hizmet verirler. 18 yaş altı erkekler geneleve giremez. Genelevde çalışan kadınların hikayeleri iç burkan, şaşırtan, bazen de “pes artık!” dedirten cinsten olsa da çalışmaya devam ettikleri sürece toplum sağlığını korumak ve cinsel yolla bulaşan hastalıkları erken teşhis etmek adına düzenli sağlık kontrolleri devlet tarafından zorunlu olarak yaptırılır. Genelev’de çalışan kadınlar işçi sıfatındadır.
Kaynaklara göre Pompei, Vezüv Yanardağı M.Ö. 79 yılında patlamadan önce farklı milletlerden birçok denizcinin ve tüccarın gittiği bir liman şehri. Şehre gelen erkekler sex ihtiyaçlarını gidermek istediklerinde, aynı dili konuşamıyorlarsa, şehrin kaldırımlarında yer alan işareti takip ettiklerinde yol onları doğruca geneleve götürüyor. Geneleve vardıklarında ise yine dil bilmiyor ve isteklerini anlatamıyorlarsa, duvara işlenmiş fresklerde bugün de görülebileceği gibi resimli menüler oluşturulmuş. Gelen müşteri menüden seçimini yapıyor, işi bitince de yemek yemiş de restoranda parasını ödüyormuş gibi menünün karşısında yazan ücreti ödeyip çıkıyor.
GÜNÜMÜZ TÜRKİYE’SİNDE GENELEVLER
Türkiye’de yurt genelinde 60 ilde resmi genelev var ve binlerce kadın buralarda seks işçisi olarak çalışıyor. Çalışan kadınlar devlet koruması altında ve genelevde çalışan kadınlara vesika veriliyor. Bu vesikanın verilmesi kadının para karşılığı seks yaptığını emniyet birimlerinin resmi tespitine bağlı. Bu yüzden zaman zaman resmi olarak fuhuş yapmak veya yaptırmak isteyenler polise ihbarda bulunuyor ve para karşılığı seks yaparken yakalanan kadın, tescilli hayat kadını haline geliyor. Sosyal güvenceleri ise, SGK’ya işletmecinin beyan ettiği şekliyle karşılanıyor Fuhuştan kazandıkları paradan devlet vergisini alıyor.
Türkiye’de fuhuş yasal ve Türk Ceza Kanunu’nun 5237 sayılı yasanın 227. maddesi tarafından düzenlenmiş. Ancak, fuhuşa teşvik eden ve yolunu kolaylaştırana iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası uygulanır. Ayrıca, fahişelerin yabancı olmaması gerekir: pasaport kanunun 8. maddesine göre Türkiye’ye girmeleri izinli olmayan kimseler arasında “Fahişeler ve kadınları fuhuşa sevkederek geçinmeyi meslek edinenlerle beyaz kadın ticareti yapanlar ve her nevi kaçakçılar” bulunmaktadır. Türkiye’de genelevlere ruhsat verilir, bunu düzenleyen tüzük “Genel Kadınlar ve Genelevlerin Tabi Olacakları Hükümler ve Fuhuş Yüzünden Bulaşan Zührevi Hastalıklarla Mücadele Tüzüğü”dür.
Son zamanlarda büyük şehirlerde Zührevi Hastalıklarla Mücadele Tüzüğü’nün verdiği yetkiye dayanarak hayat kadınlarına, Kabahatler Kanunu’nun 32’nci maddesine göre ceza kesilmeye başlanmıştır. Kabahatler Kanunu’nun 32’nci maddesi, “yetkili makamlar tarafından adli işlemler nedeniyle ya da kamu düzeni veya genel sağlığın korunması amacıyla hukuka uygun olarak verilen emre aykırı hareket eden kişiye idari para cezası kesilmesini” öngörür. Modern ülkelerde göçmen olanlar haricinde, fahişelere değil de, teşvikçiye, müşteriye ceza uygulanırken, bu kanunun Türkiye’de fahişeye karşı kullanılmasının mantığı tartışmalıdır.
“GENELEVLER KAPATILSIN” DEDİ, YASA TEKLİFİ VERDİ.
Ocak ayında AKP İstanbul Milletvekili Nureddin Nebati, partisinin Grup Başkanlığı’na verdiği yasa teklifi ile genelevlerin kapatılmasını istemiş ve gerekçesinde, kadınların bu çağda bir mal gibi satılmasına devletin izin vermemesi gerektiğini belirtmişti. Bu durumun devam etmesinin modern çağda kölelik düzeninin devam ettiği izlenimi yarattığını da ifade eden teklif in ardından bir inceleme yapıldı.
Yapılan değerlendirmede de “Devlet eliyle kadın satışı yapılmıyor. Genelevler özel işletmelerdir, sadece bir izin prosedürü uygulanır. Genelevlere ihtiyaç duyan kesim zaman içinde azalmıştır. Geçmişte olduğu gibi gençler arasında geneleve gidenlerin sayısının yüksek değildir. Daha çok köyden gelenler ilgi göstermektedir.
Toplumda ilişkilerin daha rahat yaşanması da ilgiyi azaltmıştır. Genelevler zaman içinde kendiliğinden işlevini yitirecektir. Hala ihtiyaç duyan az da olsa bir kesim vardır.
Çok ihtiyaç duyan kesimin bu imkandan mahrum kalması durumunda tecavüzler artabilir, sağlık sorunları yaşanabilir.” Görüşleri çıktı ve teklif beklemeye alındı.
Bununla birlikte geçtiğimiz günlerde genelevlerin kapatılması için TBMM Dilekçe Komisyonu’na başvuruda bulunuldu. Hüseyin Acı’nın ilk imzayı attığı dilekçede şu açıklamalar yer alıyor; “Nefis gıdasını aldıkça acıkır, ruh gıdasını aldıkça doyar ilkesini esas almış bir milletin çocukları olarak, her türlü pisliğin döndüğü ve içerisinde açıkça zina yapıldığı bilinen genelevlerin kapatılmasını istiyorum.”
HAZİNEMİZİN HELAL GELİRİNE HARAM PARA
Hüseyin Acı’nın dilekçesi şöyle devam ediyor; “Hele bu işletmelerin kapısına bizim vergilerimiz ile maaşlandırılan Türk polisinin dikilmesi, fuhuş yapan kadınların devlet eliyle kontrollerinin yapılması ve ödenen o pis paralardan bir kısım vergiler alınarak hazinemizin helal gelirine haram para katılması, kabul edilir bir durum değildir.
Devletin bu pis işletmelerden elini çekmesini talep ediyorum. Bu fuhuş bataklığına benim çocuğumun da bulaşma ihtimalini düşünerek Türkiye’deki genelevlerin kapatılmasını talep ediyorum. Örf ve adetlerimize, toplumsal ahlak değerlerimize aykırı olan bu kurumların kapatılması için yeni anayasada düzenleme yapılmasını talep ediyor, bu talebimin ciddiye alınmaması halinde dilekçemi okuyan tüm yetkililerin vebal üstlendiğini hatırlatıyorum.’’
ŞEFKAT-DER: “ERKEK GENELEVİ DE AÇILSIN”
Ardından konuyla ilgili bir açıklama da ŞEFKAT-DER’den (Şefkat Kapısı Kimsesizleri Güçsüzleri Barınmasızları Açları ve Zor Durumdakileri Koruma Derneği) geldi. “Erkeklerin kadınları vesikalandırıp köle gibi çalıştırdığı genelevler normal de, erkeklerin vesikalandırılıp kadınların hizmetine sunulacağı genelevler de normal olacak mı?” sorusunu soran Dernek Başkanı Hayrettin Bulan, şunları ifade etti:”Ya kadınların vesikalandırılıp köleleştirilip mal gibi satıldığı insanlık ayıbı genelevlerdeki kadınlardan özür dilenip, vesikaları imha edilip, tazminat ödenerek sosyal haklara kavuşturulacak ya da isteğimizin gerçekleşmesi için gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne dahi başvurarak mücadelemize devam edeceğiz.
TBMM, Hükümet, siyasi partiler tam bir uyum içerisinde bunlara gerek kalmadan genelevlerin insan hakları, kadın hakları ihlali olduğunu kabul etsin, genelevlerdeki hayatı çalınan hayatsız kadınların vesikalarını imha ederek, bu kadınlardan özür dileyip tazminat ödemesini ve sosyal haklara kavuşturulmasını sağlasınlar. Yoksa tüm dünya yakında Türkiye’deki ‘erkek genelevi’ tartışmasını konuşacak” dedi.
17 Mart’ta TBMM önünde pankart açan ve kadınların genelevde çalışmasının durdurulması için TBMM’den yasa çıkarılmasını talep eden Bulan ve daha önce genelevde çalıştığı belirtilen üç kadın, TBMM’nin Dikmen kapısında ‘’TBMM Seks Köleliğini Sonlandır’’ yazılı pankart açtı ve köleliği sembolize ettiğini söyledikleri zinciri boyunlarına taktı.
Grup adına konuşan Bulan, buralarda çalışan kadınlara tazminat ödenmesi, sicil kayıtlarının temizlenmesi ve sosyal güvence kazandırılması gerektiğini belirtti.
Bir dönem genelevde çalışan Ayşe Tükrükçü’nün yazdığı ve hayatını anlatan kitabı milletvekillerine gönderdiklerini belirten Bulan, şartları daha iyi anlamaları için siyasileri genelevleri görmeye davet etti.
“1 HAFTADA 2000 ERKEK”
İlerleyen günlerde de ŞEFKAT-DER’e 1 hafta içinde 2 bin erkeğin genelevde çalışmakla ilgili sorularla başvurduklarını belirten açıklamalar gündeme düştü.
Yapılan açıklamaya göre erkeklerin genelevde çalışma konusunda en çok sordukları sorular şunlar:
“İşsizim, çok zor durumdayım, ben de erkek genelevinde çalışabilir miyim? Bunun için nereye başvurmam gerekiyor?”
“Erkekler de kadınlar gibi vesika mı çıkaracak?”
“Genelevden çıkmak istediğim zaman çıkabiliyor muyum?”
“Erkek genelevinde vizite ücreti ne kadar olur? Patronun payı, devletin vergisi ne kadar olur? Bana ne kadar kalır?
Emekli olabilmek için kaç yıl çalışmam gerekir?”
“Erkek genelevinde güvenlik olacak mı?
Namus cinayetine maruz kalabilir miyim?”
“Genelev yaşamını bırakmak istediğim zaman, rahatça bırakabilir miyim? Genelev mafyasının bir baskısı olur mu?”
“Evli erkekler de genelevde çalışabilir mi?”
“Genelev yaşamını bırakmak istediğim zaman, rahatça bırakabilir miyim? Genelev mafyasının bir baskısı olur mu?”
“Vesikalı genelev erkeği olmak çocuklarımın hayatını nasıl etkiler ve çocuklarımın bazı özel mesleklere girmesinde vesikam olumsuz etki yapar mı?”
Genelevlerin yasaklanıp kapatılması şimdilik söz konusu değil ancak artık eskisi kadar müşterisi olmadığı için kapanan genelevleri olduğu görülüyor.
Bunlardan bir tanesi Afyonkarahisar’daki genelev. Afyonkarahisar Valisi’nin yaptığı açıklamaya göre işletmecisi, kar etmediği için genelevi kapatma kararı almış.
HABER REVİZYON DERGİSİ NİSAN 2013