Haber Revizyon olarak bu ayki sayımızda Türk Sinema ve Tiyatrosunun usta isimlerinden birisi olan Müjdat Gezen ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Haber Revizyon: Haber Revizyon olarak öncelikle doğum gününüz ve 29 Ekim Cumhuriyet bayramınızı kutlarız.
Müjdat Gezen: Çok teşekkür ederim, ben de hem siz Haber Revizyon ailesinin hem de tüm Türkiye’nin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum.
Haber Revizyon: 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda doğmanın o güzel hazzını okuyucularımız ile paylaşır mısınız?
Müjdat Gezen: Tabii ki paylaşırım. 29 Ekim 1943 tarihinde doğdum, Ağabeyim ise 30 Ağustos, kız kardeşim ise Şeker Bayramında doğmuş. Hala hayret ederim sevgili anne ve babam bu kadar ince hesabı nasıl yaptılar diye…
Haber Revizyon: Siz ve aileniz adına güzel bir duygu olmalı.
Müjdat Gezen: Evet, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı da, 30 Ağustos Zafer Bayramı da çok güzel bayramlar çünkü.
Haber Revizyon: 2012 yılı Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Müjdat Gezen: Diyeceğim malum; insanların 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı gibi bir bayramı kutlamasına izin vermemek hiç demokratik değil.
Haber Revizyon: 1881 isimli tiyatro oyununuzu sergilemeye başladınız. Oyunu biraz anlatabilir misiniz?
Müjdat Gezen: 1881 için çok emek verdim. 10.000 sayfa kitap okudum. İnşallah bir işe yaramıştır. Özellikle Mustafa Kemal Atatürk’ü oynayan genç arkadaşımızı çok başarılı buluyorum. Eminim ki izleyicilerimiz de benimle aynı fikirde. İnşallah oyunumuz bütün Türkiye’de oynanıp gereken ilgiyi fazlasıyla görecek. Yurt dışından da oynanmasına ilişkin talepler var; şimdilik değil ama ileriki hedeflerimizde yurt dışında oynamak da var.
Haber Revizyon: 10.000 sayfa kitap okuduğunuzu söylediniz. Bunlar nasıl kitaplar? Hepsi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatı ile mi ilgili?
Müjdat Gezen: Fransızca ve Almanca da dahil olmak üzere Atatürk’ü anlatan kitaplar. Hatta Mustafa Kemal Atatürk’ü kötüleyen, kötü anlatan kitaplar da aradım ama bulamadım…
Haber Revizyon: 1881’in içeriğinde neler var?
Müjdat Gezen: Mustafa Kemal Atatürk’ün 1881 yılında doğumu ile oyunumuz başlıyor ve 1938 yılında ölümü ile son buluyor. Bu yıllar arasında yaşanmış olan bilinmedik hikayesini anlatıyoruz. Zaten halkımızın ilgisi o kadar yoğun ki şimdiden 1 aylık yerlerimiz doldu bile. Çok şükür, seyircimiz gereken ilgiyi gösteriyor. Bu anlamda herkese teşekkür ediyorum.
Haber Revizyon: 10 Kasım’da Türk insanı ne yapmalı?
Müjdat Gezen: Şu an yapmakta olduğunu yapmalı; Anıtkabir tıklım tıklım insanlar birbirlerini eziyor. Mustafa Kemal Atatürk unutulmayacak. İstedikleri kadar unutturmaya çalışsalar da MUSTAFA KEMAL ATATÜRK UNUTULMAYAK! Her 10 Kasım’da yeniden doğuyor…
Haber Revizyon: Eski Cumhurbaşkanlarımızdan merhum Turgut Özal’ın mezarı ölüm sebebini bulmak amacı ile geçtiğimiz günlerde açıldı. Mustafa Kemal Atatürk’ün mezarı böyle bir sebepten dolayı açılabilir mi?
Müjdat Gezen: Çok manasız bir şey olur. Böyle bir şeye bence hiç gerek yok.
Haber Revizyon: Sosyal medya tarafından kullanıldığınızı düşünüyor musunuz? İsminizle fotoğrafınızın yanına değişik söylemler yazarak bir kitleyi etkilemeyi mi hedefliyorlar?
Müjdat Gezen: Müjdat Gezen olarak benim Facebook denen, Twitter denen yerlerle hiç bir ilgim alakam yok ve de hesabım yok. Evet, çok fazla kullanılıyorum. Böyle yerlerde kulağımıza geleni, duyduğumuzu, gördüğümüzü uyarıyoruz; “ bizi kullanmayın” diyoruz ama sanırım bunu tamamen engellemenin bir yolu yok bildiğim kadarıyla, çünkü ben anlamıyorum.
Facebook ve Twitter denen şeyi bilmiyorum. Medeniyetin orasına daha henüz ulaşamadım. Dışarıdan duyuyorum, adıma sayfalar açılıyormuş; “Müjdat Gezen’i sevenler “ gibi beş yüz bin üzeri kişi takip ediyormuş, beğeniyormuş ama ben bütün bunların da ne demek olduğunu ve ne işe yaradığını bilmiyorum. Dediğim gibi ben medeniyetin orasına henüz ulaşamadım; hatta yazılarımı bile hala daktilo ile yazıyorum…
Haber Revizyon: Haber Revizyon okuyucuları adına bu hoş sohbetiniz için çok teşekkür ederiz.
Müjdat Gezen: Sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum. Derginizde bana yer ayırdığınız için çok teşekkür ediyorum. Yayın hayatınızda başarılar diliyorum.
Müjdat Gezen’in kaleminden, oyunculuk üzerine…
Oyunculuk, insanın insan olmasıyla birlikte başlayan kadim bir meslektir. İnsan iki ayak üstünde doğrulmaya başladığı andan itibaren oyun da oynamaya başlamıştır. Tarih içinde, oynanan bölüme oyun, oynayana oyuncu denmiştir. Oyuncular ilke olarak başka meslekleri aşağılamazlar. Çünkü bir gün o mesleği oynamak zorunda kalabileceklerini bilirler. Oyunculuk mesleğini aşağılayanları ise pek ciddiye almazlar. ” Onlarda aşağılık kompleksi var” falan gibi laflara itibar etmezler. Çünkü bir başka mesleği aşağılayan zaten aşağılıktır.
Oyuncular zaman içerisinde ikiye ayrılmışlardır: ”Sistemin Oyuncuları” ” Sisteme Karşı Oyuncular”… Oyuncu sanatçıdır. Sanat zaten tabiatı itibariyle sisteme karşıdır. Bu nedenle oyuncu da sisteme karşıdır. Sistemin yanında olan sanatçılar her zaman olmuştur. Gelgelelim kalıcı olamamışlardır. Çürüyen sistemle birlikte, iktidarlar gibi çürüyüp gitmişlerdir. Aslında kalıcı olmak pek de önemli bir olgu değildir oyuncu için.
Çünkü oyuncu zamanın aynasıdır. Kendinden sonra gelecek oyuncular da bulundukları zamanı anlatacaklardır. Ama yaşadıkları zaman içerisinde dik durmayı becerebilmişlerse makbul sayılabilirler…
Oyuncu tek başına bir işe yaramaz. İlle de seyircisi olması gerekir. Çünkü oyunlar seyirci için oynanır. O seyirciler ki, sevdikleri oyuncuları uzunca süre yaşatırlar. Oyuncular genellikle sevilen meslektendir. Çünkü binyıllardır insanları eğlendirip bilgilendirmişler, onlara moral kaynağı olmuşlardır.
Bu nedenle insanlar, kendilerini kendilerine anlatan bu meslek erbaplarını genellikle severler. İnsan var olduğu sürece oyun ve oyuncu hep var olacak. Ne zaman ki oyuncu olmadığı halde oyun oynamaya kalkanlar olur, işte onlar tarihin akışı içinde yok olup giderler. Çünkü oyun oynamak, oyuncuların işidir.
Oyuncu olanların oynadığı oyunla, oyuncu olmayanların oynadıkları oyunlar birbirinden tamamen farklıdır. Ve bu nedenle oyuncu olmayanların oynadıkları oyunları ilk fark edenler, daima oyuncular olmuştur…
HABER REVİZYON DERGİSİ ARALIK 2012