Rafael Sadi – Gazze’ye Hiç Gittiniz Mi?

Gazze’ye hiç gittiniz mi? Peki, ya Ramallah’a?

Ben iki şehri de bölgeyi de tanıyorum ve defalarca gittim. Son 23 sene zarfında Gazze ve Batı Şeria’nın neredeyse gezmediğim bir yeri kalmadı gibi.

Gazze’ye ilk gittiğimde Arafat yeni gelmişti ve oldukça kalabalık bir Türk Ticaret Heyetinin gelmesi nedeni ile Gazze sahilinde verilen bir öğle yemeğine davet edildim. Davet, ilginçtir ama Türk heyetinden veya Elçilikten gelmemişti. O zamanlar temsil ettiğim bir çimento kuruluşunun Batı Şeria Bayisi olan ve 23 senedir halen kardeş gibi olduğumuz AbdulRahim Abed Sasa tarafından gelmişti. Kendisi Filistin Ticaret Odası üyesi idi ve Türk heyetinin karşısında benimle birlikte olmak istiyordu.

O zamanlar Gazze’ye İsraillilerin girmesi yasaktı ve halen de yasak ama bu yasaklara pek aldırmıyordum. Halen de aldırmıyorum. Hele hele yanımda Abed Sasa varsa…

Beni Gazze’deki toplantılarda ve öğle yemeklerinde gören bir başka Çimento Fabrikası temsilcisi bayan “Rafael Bey nasıl geldiniz buraya? Başınız ağrımasın. Bunlara nasıl güveniyorsunuz?” demişti.

23 yıl boyunca hiç bir Filistinli bana tek bir olumsuz harekette bulunmamıştır. Gerek Gazze’de gerekse Batı Şeria’da.

Bunun iki önemli nedeni olduğunu düşünüyorum.

1- Tehlikeli bölgedir diye silahlı olmadım ve bu bölgelere giriş yapmak için silah bulundurma talebim olmadı. Hoş asla silah kullanmış değilim zaten. Silahlı giderseniz hem tepki görme ve düşman kabul edilme olasılığınız artar hem de silahınızın çalınması için davetiye çıkartırsınız. Sadece silahın çalınması için öldürülen çok insan oldu bu bölgelerde.

2- Konuşarak insanlar ile anlaşabiliyorsanız ve ilişkilerinizi bu yol ile oluşturabiliyorsanız, sanırım her yerde insan olarak kabul görecek ve tepkilerden uzak durabileceksiniz. Sizinle diyalog kurabiliyorlarsa size karşı olmaları daha zordur.

Gazze’de balıkçı limanının hemen yanı başında bir Tarabya balıkçısını aratmayacak kadar leziz balıkları ve mezeleri olan bir balık lokantası vardır tavsiye ederim.
Peki, Gazze ve Batı Şeria nereden aklıma geldi?

Bu akşam haberlerinde (16.05.2013 Perşembe) Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan beyefendiyi ABD Başkanı Barak Hüseyin Obama’nın yanında Gazze’ye Haziran ayı içinde gideceğini anons ettiğini ve adeta “Obama’dan izin aldım, gidebilirim” edası ile söylediğini hissettim. Hoş yanılıyor olabilirim ama “Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Gazze’ye gideceğini ilan etmek için ABD Başkanı’nın basın toplantısına ihtiyacı mı vardı?” demekten de alamadım kendimi. Sanki bir yanlış var gibiydi.

Aslına bakarsanız Gazze’ye gidebilmek için iki ülkeden izin almak gerekir. Ve ABD bu iki ülkeden biri değil.

Ya İsrail üzerinden Gazze’ye gitmek için İsrail’den izin alıp gidilebilir. Ya da Mısır’dan izin alınıp Rafiah Kapısı geçişi ile gidilmesi mümkündür.

Geçmişte Mısır Sayın Başbakan’a bu izni vermedi. Sebebi belli idi. O günlerde Mavi Marmara olayı çok taze idi ve henüz bir Arap Devlet Başkanı, henüz Filistini, hele hele Hamas yönetimindeki Gazze’yi ziyaret etmemişken, Gazze’yi ziyaret etme ve iki puan alma durumunu Türkiye Başbakanına kaptırmak Mısırlıların işine gelmiyordu.

Sayın Başbakan’ın İsrail ile ilişkileri ortadaydı ve açıp telefonu “Ben Gazze’ye gitmek istiyorum” diyemeyecek kadar da onurluydu.

Hoş aynı telefonu Mavi Marmara gemisinde 9 kişinin öldürülmesine gerek kalmadan “Ben Gazze’ye yardım göndermek istiyorum” diye bir telefon açsaydı da, o sözüm ona yardım malzemelerinin hepsi eksiksiz Gazze ‘ye girerdi.

Eh artık barıştığımıza göre telefonlaşmanın ve gereken izinlerin istenmesinde bir sakıca yoktur sanırım. Kaldı ki Batı Şeria’yı yani Ramallah’ı da ziyaret edeceğini belirtti Sayın Başbakan. Bu demektir ki, İsrail’den geçmek zorunda kalacak hatta Yeruşalayim üzerinden 15 dakikalık Ramallah’a gidebilecek demektir. Kim bilir bakarsın bir kahvemizi içmeye de gelir. Kapımız açık. Cuma akşamı gelirse çocuklarım ve torunlarım bizim evde olacaktır. Kendisine de bir tabak daha koymaktan ve onu ağırlamaktan da gurur duyarım. Ben Hanım’dan onay aldım yoksa bunu yazamazdım.

Kendisi de Hanım’ına sormadan böyle misafir davet etmez sanırım. Kadınları hazırlıksız yakalatmamak lazımdır.

Gazze aslında günümüzdeki konjonktürde oldukça riskli bir konumdadır.
Gazze aslında İRAN’ın Ortadoğu ve İsrail’in burnunun ucundaki şubesidir. İran’ın da Gazze ziyareti için izin alındığı intibaı verilen ABD’nin dostu olmadığı açıktır.
Hamas örgütünün aynen PKK gibi terör ile iştigal ettiği gerçeğini bir türlü kabul edemeyen Sayın Başbakan’ın “demokratik” dediği ve seçim ile başa geldikten sonra asla seçim yapmayan Hamas diktasını ziyareti ve sebebi ne olabilir?

Gerek Hamas yönetimi gerekse El Fetih yönetimi, önümüzdeki 3 ay içinde müşterek bir koalisyon hükümeti kuracaklarını beyan ettiler. Der misiniz ki adaylığını koyuversin Filistin Başkanlığına? Sayın Erdoğan böyle bir şey yaparsa inanın ki ne İsmail Haniye ne de Mahmoud Abbas – Abu Mazen’in seçilme şansı kalır. Üstelik İsrail ile barış kesin olur. Kapılar nasıl olsa aralandı.

Şaka bir tarafa, Türkiye’nin PKK ile nasıl bir anlaşma yaptığını kimse kesinlikle bilmiyor; sadece tahminler ve spekülasyonlar var. Bol bol da komplo teorileri tabii.

İsrail olarak benzer ve acı bir tecrübemiz var. Oslo Barış süreci barış ile noktalanamadı. Gazze işgalinin nihayete erdirilmesine rağmen Barış yerine Gazze’den 15 binden faza bomba yağdı.

Umarım, Türkiye ile PKK ve Kürt Oluşumu, adı artık her ne olacaksa, durum benzerlik göstermez ama insanoğlu ne yazık ki kolaylıkla huylarından vazgeçemiyor. Silah ile haklarını almayı deneyenler hep bu yöntem ile hak alınabileceğini sanırlar ve “siyasi olduk” deseler de bellerindeki tabancaları ve araçlarının bagajlarındaki tüfekleri veya eli silahlı adamlarını bırakamıyorlar. Kendi devletlerini ve oluşumlarını, halklarını da bu silahlar gölgesinde yönetiyorlar. Silahları olmazsa zaten varlıkları da yok oluverir. Ve bunu bildikleri için eski teröristlerin hiçbiri gerçek birer siyasi olamamışlardır. Tarihte örnekleri varsa bile çok azdır.

Kısaca Sayın Başbakan’ın Gazze ziyareti “Nisan ayında oluşacak” dendi, Mayıs’a sarktı, şimdi “Haziran’ı düşünüyorum” dedi.

Bence bu ziyaret sadece iç politikaya yönelik bir gövde gösterisidir. Ne yazık ki Sayın Erdoğan Ortadoğu’nun en kanayan yarası Filistin için arabulucu olma fırsatını elinin tersi ile itmiştir. İtmiştir çünkü ne bölgeyi ne de Filistinlileri yeterince tanımamaktadır. Veya öylesi işine gelmektedir. Ramallah Erdoğan’ın Gazze’ye gitmesini ve bu gidişi ile İsmail Haniye’yi güçlendirmesini istememektedir.

Keza Haniye Erdoğan’ın Ramallah’a gitmesinden aynı sebeple hoşnut değildir. Ramallah’a giderse İsrail’den geçmek zorunda kalacak olan bir Erdoğan, İsrail etkisinde kalabilir endişesi mevcuttur. Üstelik buraya kadar geldikten sonra Sayın Davutoğlu da gelirse El-Aksa camiinde bir Cuma namazı kılmaları imkansız değildir ve bu Haniye açısından çok olumlu sayılmaz. Gazze’de El Aksa veya Kubbet ül Sahra yok. Eh bakalım zaman neler gösterecek?

İsrail Başbakanı “Erbil’e ziyaret’e gideceğim” deseydi, ne düşünürdünüz acaba?

haberrevizyon haziran 2013 rafael sadi 1 haberrevizyon haziran 2013 rafael sadi 2 haberrevizyon haziran 2013 rafael sadi 3

HABER REVİZYON DERGİSİ HAZİRAN 2013

 

Bir cevap yazın