CHP’nin Parti Okulu’nda başlatılacak “Gelişme Seminerleri” için düzenlediği ankettin Siyasi Tarih bölümünde “Atatürk ve devrimleri” ile ilgilenip ilgilenilmediği, Sosyal demokrasi bölümünde ise “Atatürk ve sosyal demokrasi” ile ilgilenip ilgilenilmediği sorulmuştur.
CHP’de her şey tartışılıp, her konu sorgulanabilinir, ama Atatürk’ü sorgulamak ne kimsenin hakkıdır, ne de haddidir.
CHP’nin 21 Aralık 2008 tarihinde yapılan 14. Olağanüstü Kurultayında kabul edilen “Çağdaş Türkiye İçin Değişim” programında “CHP’nin tarihsel kimliği, Atatürk devrimlerinin birikimleri ile Altı Ok ilkeleri eşliğinde” der.
“Atatürk Devrimleri ve Altı Ok” ilkelerinin, “Cumhuriyet-Laiklik-Demokrasi üçgenin korumaya ve geliştirmeye yönelik kararlılığımızın kaynaklarıdır” dendikten sonra, “Atatürk İlkeleri ve Altı Ok ilkeleri” Emperyalizme, kurulu düzenin yanlışlıklarına, eşitsizliğe, gericiliğe, sömürüye, imtiyazlara başkaldırıdır.
Uluslaşma sürecinin, Laik Cumhuriyet yapılanmasının, çağdaşlaşma hedefinin, AYDINLANMA DEVRİMİNİN SÜREKLİLİĞİNİN İFADESİDİR” denmektedir.
Atatürk devrimi, bir ulusun makus talihini değiştirme eylemidir..
CHP’nin tüm üyeleri, bu ülkeye çağ atlatan ulu önder Atatürk ve devrimlerini korumakla görevlidirler.
Bu anket soruları, CHP’yi kimlik ve kişilik bunalımına sokup, başkalaştırma çabasıdır.
Bu anket soruları CHP’yi kendi kendini inkar noktasına taşımaktır.
Bu şuanda partiyi yönetenlerin CHP’nin köklerine ve değerlerine duydukları kin ve nefretin işaretidir.
Bu partiye bir projenin parçası olarak monte edilenlere verilen görev CHP’yi BAŞKALAŞTIRMAKTIR.
Bu başkalaştırmayı Atatürk’ü silerek yapacaklarını zannedenler, “mütareke aydını” zihniyetindeki, ruhunu emperyalistlere satmış mandacı zihniyetin tetikçileridir.
Nitekim aynı yolun yolcusu olanların Tunceli’nin isminin “Dersim” olarak değiştirilmesini istemeleri de Cumhuriyet’ten öç almak arzularının dışa vurumudur.
Bunlar, ulusal bağımsızlığı, üniter yapıyı savunan CHP’ye tahammülü olmayanların oyuncaklarıdırlar.
Bu Türkiye Cumhuriyeti düşmanlarının Cumhuriyete duydukları kin ve nefretin dışa vurumudur.
Artık hiçbir CHP’linin, Atatürk’ün kurduğu partide, onun izlerinin silinilmeye çalışılmasına, “önümüzde yerel seçim var şimdi susalım, sessiz kalalım” diyerek, duyarsız kalma hakkı yoktur.
Çünkü buradaki görev, Cumhuriyet Halk Partisini savunmaktır. Devletin temel taşı Atatürk ve devrimlerini savunmak, devleti savunmaktır.
Atatürk’ü sildiğiniz, Cumhuriyeti simgeleyen yerleşim merkezlerinin ismini değiştirdiğiniz zaman ortaya Sevr çıkar.
Atatürk’ü anket konusu yapanlar, Cumhuriyetin simgesi olan Tunçeli adını, derebeyliğin, gericiliğin simgesi olan “Dersim” olarak değiştirmek isteyenler, Sevr’i yapanların günümüzdeki uşaklarıdır. Mütareke sürecinde de vardılar, uygun ortamı bulunca bugün de ortaya çıktılar.
Bütün bu yapılanlar, Türkiye’yi diledikleri gibi, bölüp parçalayabilmek için, Atatürk’ün CHP’sini şekillendirerek, başkalaştırmak isteğidir.
CHP içine, bu şekillendirme projesinin bir parçası olarak yerleştirilenlerin, partiyi başkalaştırma çabaları CHP’nin kendi dinamikleriyle red edilmelidir.
CHP’nin bu ülkenin bölünmesi için kullanılmasına göz yumulmamalıdır.
Bu görev bütün CHP’lilere düşmektedir.
“Bölücüleri”, “yetmez ama evetçileri” , “numaralı Cumhuriyetçileri” hoşnut etmek siyasi prim getiriyor yalanları ile CHP’ye reddi miras ettirerek, başkalaştırma çabalarına izin verilmemelidir.
Bu anket sorusunu sormak cesaretini gösterenlere, buna göz yumanlara yazıklar olsun, ama asıl bu partinin her kademesinde görev almış olup ta, bütün bu olup bitenlere, köy yanarken taranan kahpe örneği, sessiz kalanlara da yazıklar olsun.
Çıkarları uğruna susmak, ne bir aydın, ne de gerçek bir CHP’linin davranışı olamaz.