İnsanoğlu güzel olana ulaşmak için hep mücadele vermek zorunda kalmış. Aziz Valentin de Eski Roma’da, erkekler sevdiklerini bırakıp savaşa gitmek istemedikleri için evlilikleri yasaklayan İmparator 2. Klaudius’a rağmen gizlice sevenleri evlendirmeye devam etmiş. Bu da dövülerek ölmesine neden olmuş.
O zamandan bu yana da kültürel ve dini inanç farklılıkları bir kenara bırakılmış ve insanoğlu her geçen gün maddenin değer kazandığı dünyanın getirdiği çelişkide kendini sevgiye sığınırken bulmuş.
Türk kültürüne popüler bir anlayışla bulaşan Sevgililer Günü de işte bu sevginin ve verilen değerin çeşitli yollarla ifade edildiği, sosyal ve tüm dünyada olduğu gibi bir o kadar da ekonomik bir hal almış.
Sevgi evrensel ve insanlık var oldukça farklı formlarda ifade bulacak bir kavram. İnsan her şeyi sevebilir.
Limbik sisteminin doğası gereği hisseder ve bunu paylaşmak ister. İnsanın kendini gerçekleştirmesi için gereksinim duyduğu en temel öğelerden birisi de sevgi ve bağ kurmaktır. Bununla beraber, sevildiğini, değer gördüğünü, varlığının dünya ve başkaları için anlamlı olduğunu bilmek onu daha çok hayata bağlar. Bu da içinde yaşadığı aileye, iş yerine, genel olarak topluma ve ülkeye olumlu katkılar yapabilmesi için ona güç ve azim verir.
Uçur Diye Beni Ey Aşk!
“Vakit yok artık öğrenmeye hayatı
Ağlasın birlikte yüreklerimiz gün ışıyıncaya dek
Küçümencik bir şarkı için bile nice mutsuzluk gerek
Bir ürperişi bile nice mutsuzlukla ödemek
Bir ezgi için bile nice gözyaşları dökmek
Mutlu aşk yoktur
Hüsranla bitmeyen aşk yoktur
Yara açmayan aşk yoktur kalpte
İz bırakmayan aşk yoktur insanda
Mutlu aşk yoktur
İkimizin aşkıdır bu gene de”,
Ataol Behramoğlu’nun dizelerinden de anlaşıldığı gibi; beynin kimyasını değiştirirken hem bazen acı veren hem de her şeye rağmen kaçmak istemediğimiz ve uğruna aklın sınırlarını zorlayacak çılgınlıklara imza atabildiğimiz bir duygu.
14 Şubat Sevgililer Günü her yıl diğer kutlanan günler gibi sevenler tarafından herkesin kendi sevgisini gösterme şekline, bütçesine ve koşullarına göre duygusal ve ekonomik hareketlilik yaratan günlerden birisi.
Kimileri bu tür günlerin kapitalizmin tuzaklarından birisi olduğunu savunup sevgiyi ifade etmenin yolunun hediye almaktan değil de başka şekillerde ve günlerde de gerçekleştirilebileceğini savunuyor.
Kimileri sevgilisi olmadığı için alternatif partiler düzenliyor, teselli buluyor.
Kimileri için de hiçbir önem taşımıyor.
Sevgilisi olan veya kendini aşık hisseden kimileri de hediye almanın sembolik olduğunu ve asıl olanın sevgi olmasının yanında hediyenin bu günü hatırlanır kılacağını düşünüyor.
EN GÜZEL HEDİYE
Hangi sebeple olursa olsun, hediye seçmek, doğru hediyeyi doğru şekilde vermek önemli. “Sevgililer günü yaklaşıyor, ne alacağım ben şimdi?” diyenler için işte size bazı öneriler:
• Almak istediğiniz hediye bir giysi ise, beden konusunda dikkatli davranmalısınız. Hediye alacağınız kişinin giysi bedenini önceden öğrenin.
• Karar vermekte zorlanan bir yapınız varsa, hediye almaya giderken size yardımcı olabilecek, zevkine güvendiğiniz bir arkadaşınızı yanınızda götürün.
• Son derece lüks ve özel bir tasarım, çok pahalı bir marka taşıyan armağan almak zorunda değilsiniz. Eğer böyle düşünerek giderseniz, işin içinden çıkamazsınız. Ayağınızı yorganınıza göre uzatın.
• Kendinizi, kafanızda planladığınız hediyeyi almak için koşullandırdığınızda, karşınıza çıkan daha iyi seçenekleri fark edemeyebilirsiniz. Seçeneklerinizi geniş tutun.
• Tek bir mağazaya takılırsanız, hiç ummadığınız yerden, ummadığınız armağanı bulma olasılığınızı azaltmış olursunuz.
• Hediye alırken onun size daha önce ne aldığını düşünüp benzer bir hediye almak hediyenizin değeriyle birlikte samimiyetinizi de belirler.
Son olarak aklınızda tutmanız gereken en önemli şey, hediyenin maddi değeri olan dışsal bir ödül olduğudur.
İnsanlar içsel olarak ödüllendirildiklerinde kendilerindeki kalıcı anlamları ve değerleri pekiştirirler.
İşte bu nedenle de hediyenizi vereceğiniz kişinin, ne yaparsanız veya ne alırsanız kendisini ödüllendirilmiş ve değerli hissedeceğini dikkate almanız her ikiniz için de hediyenin ta kendisi olacaktır.
HABER REVİZYON DERGİSİ ŞUBAT 2013