Tüketiciler gün geçmiyor ki bir sürpriz ile karşılaşmasın. Banka, telefon, internet, su, elektrik faturalarındaki fazla tahakkuk eden tutarlar yetmezmiş gibi çıkarılan yasalarla vatandaşın cebini boşaltmak artık sıradan bir iş haline geldi.
Biri Kaçırıyor, Hepimiz Ödüyoruz.
Elektrik faturalarına farklı isimler altında haksız bedeller yansıtılmakta ve bunun en can sıkıcısı, kayıp-kaçak bedeli.
Bir yerlerde birileri elektriğini kaçak olarak kullanmakta, dürüst vatandaş da onun kaçak kullandığı elektriğin bedelini ödemekte.
Ne vakit ki, elektrik faturalarına “kayıp- kaçak bedeli” aşikar olarak görünmeye başladı, elbette ki, haklı tepkiler yükseldi kamuoyundan. Bu tepkiler karşısında bu bedelin kaldırılmasını beklerken, kaldırılan sadece bu kayıp kaçak bedelinin faturadaki ayrıntısıydı. Yani tüketici hala kayıp kaçak ödüyor ama ödediğini görmüyor. Ne memleket!
Enerji kaybından oluşan zararın alt yapı yetersizliğinin giderilmesi ile mümkün iken, kaçak kullanımın önüne geçilmesi gerekirken, devlet kolay yolu tercih edilerek, bunu vatandaşına yüklemeyi tercih ediyor.
Konuyla ilgili Tüketiciler Birliği dışında bu haksızlığı dile getirip değişmesini isteyenler arasında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da var. Ne de olsa özellikle dar gelirliler için faturaya yansıyan miktarın yükünü en iyi bilmesi gereken Bakanlık, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı.
Sayaçlar Değişti, Değişiyor,Değişecek…
Söz konusu elektrik olunca, diğer bir masraf kalemi sayaçlar. Hatırlarsınız, analog elektrik sayaçları abonelere bilgi verilmeden menşei ve kalitesi tartışılacak elektronik sayaçlarla değiştirilmiş ve bu sayaçların bedelleri faturalara yansıtılmıştı. Neredeyse değiştirilmemiş elektrik sayacı kalmamıştı.
Bir zaman sonra yönetmelikte değişiklik yapıldı ve 2013 yılından itibaren elektrik sayaçlarının değiştirilmesinde abonelerden bedel alınmayacağı, mevzuatta yerini aldı. Hatta bunun üzerine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, basına açıklamada bulunarak tüketicilerin sayaç bedelini ödemeyecekleri müjdesini vermişti. Gerçi dedik ya, zaten neredeyse tüm sayaçlar değiştiği için bu müjde kimeydi, bilinmez.
Geriye kalan analog sayaçlar da muhtemelen 2013 yılının sonuna kadar değiştirilmiş olacaklar. Yani 2013 yılı sonunda hemen hemen tüm analog sayaçlar değiştirilmiş olacaktır. O zaman, yönetmelik değişikliğine gidilerek “31 Aralık 2013 tarihinden sonra elektronik sayaç değişiminde ücret alınmayacaktır” demenin anlamı nedir? Yani değiştirilecek sayaç kalmamışken neyin kolaylığı sağlanmış oldu, anlayabilene aşk olsun.
Elektrik Faturalarında İndirim Kime?
Son günlerde elektrik konusuyla ilgili, en çılgın haberlerden biri de, indirim konusu. Sevindirici diyemiyoruz çünkü bu indirim herkesin nasiplenebileceği bir indirim değil. Elektrik faturası 150 TL ve üzeri olan serbest tüketicilerin faturalarına yüzde 15 oranında bir indirim yapılacak. İyi, ya faturası 70 TL gelene ne olacak?
Elbette ki indirim yapılmasına karşı olan yok. Buradaki asıl sorun fatura miktarında gizli. Yani sen ayda 150 TL elektrik faturası ödeyen tüketiciye -ki bu sosyoekonomik düzeyi yüksek olan bir tüketici demektir- indirim yapıyorsun ama ayda o kadar elektrik faturası ödese, yemeğe ekmek bulamayacak az gelirli tüketiciye sen ne geldiyse paşa paşa öde diyorsun…
Bugün asgari geçim düzeyinde veya bunun biraz üzerinde yaşayanların elektrik faturaları 60-100 TL civarındadır. Yani az tüketim yapmaya özen gösteren, gayret eden, daha doğrusu zorunlu olanlara az tükettikleri için indirim yapılmıyor. Asıl yapılması gerekenlere indirim yapmamak sosyal devlet anlayışının neresinde, bilemiyorum.
Düşünsenize, hane tüketimlerinde 120 kwh saat üzerine çıkıldığında birim fiyat uygulaması artarak faturalama yapılmakta, bu sebeple bilinçli birçok tüketici elektrik tüketiminde kontrollü ve dikkatli olmaya özen göstermekte ve kendince bazı tedbirler de almaktadır.
Örneğin; televizyon seyredilen odanın ışığının kapatılması, daha az enerji tüketen ampullerin kullanılması gibi… Şimdi siz onlara “boşuna zorlama kendini” mi demek istiyorsunuz? Çünkü işin diğer bir yönü de tasarruf yönü. Siz çok kullanımı özendirir gibi hareket ederseniz, akşam tüm lambaların açılıp, Ramazan mahyası gibi ışıl ışıl parladığı evlerin sayısını arttırırsınız o kadar.
Herkes Gider Mersin’e…
Az gelirliye indirim yapacak, sosyal devlet gereğini yerine getireceksiniz, daha çok geliri olana da toplumsal sorumluluğu öğretecek israf etmelerinin önüne geçeceksiniz. İşte yapılması gereken akla yatkın beklenti budur. Ama herkes giderken Mersin’e, bizimkiler gidiyor tersine…
Bu aslında biraz da ilgililerin ve yetkililerin, toplumun değer yargıları ve toplum tüketim alışkanlıklarına ait bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor sanırım. Yani aynı örnekle gidecek olursak, elektrik tüketimine bağlı olarak 150 TL fatura bedeline yapılacak yüzde 15 oranındaki bu indirimin, aslında kime yapılması gerektiğini, kimin asıl ihtiyaç sahibi olduğunu bilememekten kaynaklanıyor olsa gerek.
Toplumsal şuur noktasında da sıkıntı görülüyor; elbette, az tüketen ödüllendirilmeli, israf edense ek külfetini taşımalı isteriz. Ki dünya enerjisi, çevre kirliliği gibi konularda israf bireysel bir israf değildir, tüm toplumun kaynağından israf ediyorsunuzdur, yani bana göre enerji israfı ciddi bir suçtur.
Hülasa enerji sektörümüz, tüketiciye yaşattıklarıyla, enerjimizi tüketmektedir.
HABER REVİZYON DERGİSİ NİSAN 2013