Yüksel Güleç – Yeni Köprüler Kurmak

Her sabah işten eve, evden işe giderken üzerinden geçtiğim Boğaz Köprüsü olmasaydı ne yapardım diye düşünüyorum. Belki Üsküdar’ a iner oradanda motorla karşıya geçerdim, yada Kadıköy’ den bir vapurla boğaza karşı çay sefası yaparak Karaköy’ e gider, oradan dünyanın en eski ikinci metrosu olan Tünel’ den tarihi koklaya koklaya İstiklal’in başına gelir ve yeni metroyla işime giderdim.

Elbette köprü olmasaydı değişik alternatif rotalar bulabilirim. Ama bu bulduğum rotalar köprünün vermiş olduğu (tabi bu arada trafik problemi olmayan bir yer olarak düşünün) rahat ve kısa yoldan geçiş imkanını sağlamayabilir. Ama bunlardan hangisinin daha iyi olduğunu, onları denemek ve test etmek haricinde başka bir yoldan öğrenemem.

İşte kanunlar arasında veya devlet kurumları arasında böyle köprüler bulunmaktadır. Çünkü kanunların ve devlet kurumlarının var olma sebebi millettir. Bu yüzden birbirlerinden farklı amaçları olan kanunlar ya da devlet kurumlarının, yaptıkları işlerde zaman zaman kesiştikleri noktalar vardır. İşte bu kesişen noktalarda kurulmuş köprüler işleri hızlandıracak hem de herkese fayda sağlayacaktır. Ancak kanun ve devlet kurumları arasındaki bu köprülerin kurulması o kadar kolay olmamaktadır. Bu, gerçek bir köprünün yapımı kadar zor bir şeydir.

Bu konuda şu sıralarda bir çok kişinin başına gelme ihtimali olan (ki bazılarının şu sıralarda halen çözüm için uğraştığı bir konudur bu) yaşanmış basit bir örnek vereyim size; artık eskimeye başlamış olan 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunumuz kapsamında gayrifaal duruma düşmüş şirketlerin tespiti ve bunların tescilden kayıtları silinerek kapanmalarının kolaylaştırılması yönünde maddelere istinaden işlemler yapılmaktadır. Eğer firma her yıl yapması gereken genel kurulları yapmaz ise, aidatlarını ödememiş ise yönetim kurulu yetkisi bittiği halde yetki uzatımı için her hangi bir harekette bulunmadılarsa, Ticaret Sicil Memurlukları bu şirketlere kayıtlarını askıya aldıklarına dair bildirimde bulunuyor ve eğer üç ay içinde herhangi bir cevap alamazlarsa ticaret sicil kaydını tamamen siliyorlar. Buraya kadar bir problem yok, gördüğüm kadarıyla İstanbul Ticaret Sicil Memurluğundaki arkadaşlarımız görevlerini hakkıyla yerine getiriyorlar.

Ama iş burada bitmiyor. Bunun bağlantılı olan kısımları da var ve inşa edilmemiş köprüler buralarda gözümüze ilişiyor. Bu işlemin vergi dairesi ayağı vardır. Oradaki mevcut kaydımızın da kapatılması gerekiyor. Aslında kanun hazırlanırken ticaret sicilinin yapmış olduğu bu kapanışı müteakiben vergi dairesine bildirilmesi ve vergi dairesinin de bu bilgilendirmeye istinaden kapanışı yapması gerekir. Bu bildirimler yeterli hızda olmamaktadır. Ortakların tümü gerçekten “aman boşver ne olursa olsun deyip çekip gittiyse problem yok. Zaten onlar vergi beyannamelerini de vermiyorlardır. Firmanın ticaret sicil memurluğundan kaydının silinip silinmemesi de umurlarında değildir zaten. O tipteortakları olan firmalar üst üste beyanlarını vermemeye başladıkları zaman bu tip firmalara yönelik hazırlanmış bir tebliğ ile yoklama yapılıp yerlerinde tespit edilemezler ise vergi numaraları kapatılıyor. Ancak bu tip firmaların ortakları sonradan yeni bir işletme kurmak istediklerinde Vergi dairelerinde tatsız sürprizle karşılaşabiliyorlar. Ancak birde maddi zorluklar yüzünden tasfiyeye girememiş firmaların ortakları var.

Onlar tasfiyeye girme imkanını yaratmak için, ayrıca yukarıda bahsettiğim gibi yeni bir işletme kurma durumunda ileride sıkıntılar yaşamamak için boşta olsa beyannamelerinin gönderimini aksatmayan şirket ortaklarıdır.Onlar da vergi dairesinin, beyanname verilmediğinde, beyanname başına kestiği cezaların altından kalkamama korkusu da vardır. Ortaklar ilerideki sıkıntılara razı gelseler bile yapılacak yoklama ve sonrasında vergi numarasının kapatılması zaman alabiliyor. Böyle bir durumda ileride yeni bir iş kuruluşunda yaşayacağı sıkıntılar bir yana numaranın kapatılışına kadar geçen sürelerdeki beyan vermeme ile ilgili idari para cezalarını bir güzel yiyorlar. Zaten mali sıkıntı yaşayan kişilerin dertleri biraz daha katmerleniyor.

İşte böyle mükellefler için büyük bir fırsat olan Ticaret Kanunundaki kaydı silme işlemindeki kolaylıklar maalesef vergi dairelerinde yaşanmıyor. Çünkü Ticaret kanunundaki bu kolaylık konusunda halen mali idarenin yapmış olduğu bir düzenleme yoktur. Ticaret sicilinin bildirimi haricinde, mükellef kapanış işlemini hızlandırmak için sicilden kaydının kapanışına dair aldığı resmi yazı ile yapmış olduğu başvuruda vergi numaramı kapatın dese bile mali idare de bu işlemin yapılmasında zorluklar çıkmaktadır. Buna sebep ise beyannamelerin boşta olsa halen veriliyor olmasıdır. Beyan verilmeseydi firma gayri faal ve daha da ötesi kaçmış gitmiş bir işletme olarak kabul edilip kapatılacaktı. Vergi dairelerinin bazılarında memurlar gayri faal lafını duyunca bunu beyanname vermemekle eş değer görüyorlar. Beyannamenin verilmemesini ve bunun sonucunda gönderilecek yoklama ile işlemin sonuçlandırılacağı söyleniyor. Ancak bu süreç bitene kadar ki dönemde verilmeyecek olan beyannamelerin idari para cezalarını kimin ödeyeceğini düşünmüyorlar.

Bu yeni oluşmuş durum karşısında mantıklı bir çözüm bulmaktansa, bizim elimizde belli bir kalıp var, bunun içine bu olayı oturturuz. Sığan kısımları sığar, sığmayanı kopar gider bizi ilgilendirmez tutumu çok yanlıştır. Birebir aynı işlemde başka bir vergi dairesi ise bekleyin bir ticaret sicil ile konuşalım ona göre cevap vereceğiz demiştir. Onlar da benzer bir çıkmaza girmiştir ama en azından kaynağa dönmeyi yani durumu yaratan kanun ve devlet kurumuna danışarak bir çözüm üretme çabasını göstermişlerdir. Doğru olanda budur zaten.

İşte yeni bir kanunun ve yapılan yeni türde bir işlemin kişileri ne kadar zor duruma düşürdüğü gözler önündedir. İşte bu zorlukların oluşmasını önlemek için kanunlar değiştirilirken ya da yenisini yaparken ilişkili kanunlar düşünülerek bunlara yönelik komisyonlar kurulması ve herkese rahatlık sağlayacak köprülerin kurulmasına başlanması gerekir.

Yukarıda bahsetmiş olduğum konuda ise tek çözüm yolu bulunmaktadır. Bu tip şirketler çıkarılmış olan kanundaki hakları olan bir kolaylıktan yararlanmaktadırlar. Aslında ticaret sicil memurluğunun resmi yazısı ekli olarak dilekçe ile kapanış talebinde bulunmuş mükelleflerin talepleri kabul edilerek, (bir de kapanışa ait kurumlar beyannamesi için süre vererek, çünkü böyle bir durumda verilecek kurumlar beyannamesinin verilme süresi de kanunda yazmamaktadır.) kapanışın yapılması lazımdır.

Lütfen kanunlar yapılırken birazda pratikte bu işleri takip eden insanlara biraz kulak verelim. Böylelikle çözüme daha hızlı gidebiliriz.

haberrevizyon kasım 2013 yüksel güleç 1 haberrevizyon kasım 2013 yüksel güleç 2

HABER REVİZYON DERGİSİ KASIM 2013

 

Bir cevap yazın